Tem 272010
 

The Cranberries - İstanbul - Türkiye - Live - Maçka Küçükçiftlik Park - Konser
” Söylediklerimi anlayın
Bana sırtınızı dönmeyin
Çünkü hayatımın yarısını yanınızda geçirdim
Bunu inkar edemezsiniz
Beni görüyor musunuz? Görüyor musunuz?
Benden hoşlanıyor musunuz? Orada durmamdan hoşlanıyor musunuz?
Farkediyor musunuz? Biliyor musunuz?
Beni görüyor musunuz? Görüyor musunuz?
Kimsenin umrunda mı?
Mutsuzluk ben gençkendi
Ve umrumuzda değildi
Çünkü biz hayatı eğlence olarak görmek ve yapabiliyorsak onu kazanmak için yetiştirildik
Annem, annem bana sarıldı
Bana sarıldı mı, ben oradayken
Babam, babam, beni sevdi
Oh beni sevdi, kimsenin umrunda mı?
Ne hale geldiğimi anlayın
Bu benim tasarımım değildi
Ve her yerde insanlar olduğumdan daha iyi bir şey düşünüyorlar
Ama sizi özlüyorum, özlüyorum
Çünkü bunu seviyordum. Seviyordum
Ben oradayken
Bunu biliyor musunuz? Biliyor musunuz?
Siz beni bulmadınız, beni bulmadınız
Kimsenin umrunda mı? “

>/ The Cranberries – Ode My Family’den

7 yıl aradan sonra birleşerek bir çok hayranını sevindiren The Cranberries, birleşmeden sonra Kasım’da başladıkları konser turnesinin duraklarından biri olan İstanbul’da 8 sonra tekrar yaklaşık 10.000 kişiye anılarını yüksek sesle dile getirmelerine olanak tanıdı.

Konsere olan yoğun ilgi, konser öncesi uzun ve düzensiz kuyruklardan kendini belli etmesine, içeri seyircilerin alınmasıyla beraber gitgide hareket edecek alanın bulunamaması ve havanın sıcaklığına rağmen herkeste oluşan heyecan kendini belli ediyordu. Bir çok kişi birbirini tanımamasına rağmen konser alanında sıcak sohbete ve hatta The Cranberries parçalarının anılarında nasıl etki yarattığını anlatması açısından da bu seneki bir çok konserin aksine bir çok insanla da tanışma fırsatı buldum.  Kuruçeşme Arena ve İnönü Stadı gibi konser alanlarında tecrübelerimize dayanarak Maçka Küçükçiftlik Park’ın darlığının bir yandan samimiyeti oluşturması gibi avantajların dışında, sahnenin arkaya doğru eğimli olması, ses düzeneği ve arkada kalan seyircilerin önüne bir başka ekran daha koyarak konserin enerjinin yayılmasını engelleyen mimari yaklaşımının negatif özelliklerinden olduğunu söylemek gerek. Organizatörlerin herhangi bir kavga yaşanmaması ve can güvenliği açısından daha fazla tedbir alması gerektiğini düşünüyorum. Bunun dışında konser alanında satılan alkollü ve alkolsüz içkilerin  dışında diğer ünlü grupların Türkiye’de bu sene verdiği konserleriyle kıyaslandığında çok daha pahalı olarak servis edilmesi eksilerden biriydi.

The Cranberries - İstanbul - Maçka Küçükçiftlik Park - Konser - 22 Temmuz 2010

22:10 sularında başlayan ve “Analyse” şarkısıyla açılışı yapan grup, Animal Insict, How,  Dreaming My Dreams, Just My Imagination, When You’re gone, Ode My Family, Time is ticking out, i can’t be with you, salvation, Ridiciluous Thoughts, Zombie, Promises gibi daha çok kitlelere yayılan şarkılarını seslendirirken, grubun solisti Dolores O ‘riordan, seyircinin nabzını tutması, naif tavırlarıyla ve sesinin derinliğini ve gücünü hiç bir şarkıda bozmadan performansını sergileyebilmesiyle de hayranlık kazandı. Canlı olarak dinlerken, albüm kayıtlarından çok daha enerji verici bir aurası bulunduğunu belirttiğimiz bu harika konserin özellikle Zombie, salvation, animal insict parçalarının seslendirildiği bölümde 10.000 kişilik bir koronun içinde olmak harika bir duyguydu.

Konserin videolarını ise aşağıdan izleyebilirsiniz:

Hürriyet Video’larını izlemek için Flash 7 veya daha yüksek eklenti yüklenmeniz gerekmektedir. Yüklemek için tıklayınız!!!


Continue reading »

Tem 152010
 

Massive Attack in Istanbul - Live - Kuruçeşme Arena - 13 July 2010

Bu günlerde hissetiğime inanmaya çalışıyorum
Bu hayatı benim için kolaylaştırıyor
Bu günlerde neyin gerçek olduğuna karar vermek güç
Nesneler bana çok baş döndürücü gözüktüğünde

Çoktan çocuklarımın çocuklarının yüzlerini biliyorum
Daha önce duyduğum sesler
Hep daha fazlası var
Amaçsız yürüyorum
Herkesin sahiplendiği evime doğru
Yürüyorum, yürüyorum
Hoşumuza gideni yapabildiğimiz yere
Yürüyorum

Bin yıl geçmiş gibi hissediyorum
Eskiden olduğumdan daha gencim
Sonunda dünya evimmiş gibi hissediyorum
Karşılaştığım her insanı tanıyorum
Müzikte bir yerde zilleri duyabiliyorum
Bin yıl önce duyduğum
Daima daha fazlası var

Yürüyorum olanın hepsi bu mu
Olmaya başladığımdan olduğumdan beri
Yürüyorum, yürüyorum
Hoşumuza gideni yapabildiğimiz yere
Yürüyorum…

/ Massive Attack – Sly’dan

Çeviri: Hülya Önkan

13 Temmuz gecesi  Massive Attack grubu “Heligoland” albümü için 5. kez geldiği Türkiye’de Kuruçeşme Arena’da güncel sorunlara da değindiği ve transa girdirebilecek kuvvetle müziğiyle dinleyenlerini tatmin eden bir performans sergiledi.

Konser öncesi bilet kuyruğu nedeniyle izdiham ve kalabalığın akabinde konser alanına girdiğinizde daha ferah ve ön sıralara kadar ilerleme rahatlığı bulabildiğiniz konserde, Massive Attack United snakes, babel, rising son, girl i love you,  psyche, futureproof, invade me, teardrop, mazzazine, angel, safe from harm, inertia creeps, splitting the atom, unfinished, atlas air, karmacoma parçalarını seslendirdiler. Özellikle Angel’da ve Atlas Air’daki performans diğer parçalarının daha üzerinde bir adrenalin salgılattı.

Martina Topley’in “Teardrop” adlı parçayı alışageldiğimizin dışında seslendirdiği nüans, grubun kurucusu Robert Del Naja’nın  “Safe From Harm”‘ı Mavi Marmara’da ölenlere adaması , şarkılar çalarken, “Youtube: yasak krallık”, “devrimciyi hapse atabilirsin ama devrimi hapsedemezsin”,”hareket etmeyen zincirlerinin farkına varamaz” gibi provakatif sözlerin dışında, İsrail politikaları, BP petrol sızıntısı, markaların dünya siyasetini yönetmesi , Yunanistan’ın borcu ve Türk magazin dünyasındaki bunca sorunların arasında anlamsız kaldığı daha belirginleşen manşetlerin üzerine vurgu yaptığı mesajlar da dikkat çekiciydi. Seyircinin bu temaya dair algılarının çok açık olmadığı tepkiler verdiğinin de altını çizmekte fayda olacaktır.

Bu etkileyici ve canlı izlemenin keyfine vardığınız konserin videolarını aşağıdan izleyebilirsiniz:


Continue reading »

Tem 122010
 

Devr-i İstanbul  - Darülbedayi - Harbiye Muhsin Ertuğrul - 3 Temmuz 2010 - Tiyatro

“Bu şehr-i Sitanbûl ki bî-misl ü behâdır
Bir sengine yekpâre Acem mülkü fedâdır

Bir gevher-i-yekpâre iki bahr arasında
Hurşîd-i cihân-tâb ile tartılsa sezâdır

Altında mı üstünde midir cennet-i a’lâ
Elhak bu ne hâlet bu ne hoş âb u hevâdır

İnsâf[ı] değildir anı dünyâya değişmek
Gülzâr[ı]ların cennete teşbîh[i] hatâdır

İstanbul’un evsâfını mümkün mü beyân hiç

Maksûd[ı] hemân sadr-ı kerem-kâra senâdır

Ez-cümle Nedîmâ kulun ey Âsaf-ı devrân

Müstağrak-ı lütf u kerem ü cûd u atâdır”

/Şair Nedim

2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul projesi kapsamında, 3 Temmuz 2010 İstanbul Şehir Tiyatroları’nca Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde ücretsiz sergilenen, Can Doğan’ın tasarlayıp ve yönettiği Devr-i İstanbul, bir yandan İstanbul tarihini paleotik çağdan günümüze ele alırken, diğer yandan da bu tarih sürecinde ve bu topraklar üzerinde yaşamış olan nice insanın giymiş olduğu kıyafetlerinin müzikal bir gösteri eşliğinde nasıl evrim geçirdiğini de anlatıyor.

Devr-i İstanbul  - Darülbedayi - Harbiye Muhsin Ertuğrul - 3 Temmuz 2010 - Tiyatro

Devr-i İstanbul  - Darülbedayi - Harbiye Muhsin Ertuğrul - 3 Temmuz 2010 - Tiyatro

Devr-i İstanbul  - Darülbedayi - Harbiye Muhsin Ertuğrul - 3 Temmuz 2010 - Tiyatro

Dramaturgluğunu Özge Ökten’in, sahne tasarımını Mehmet Emin Kaplan’ın, kostüm tasarımını Eylül Gürcan’ın, müzik direktörlüğünü Murat Bavli’nin, koreografisini Senem Oluz’un ışık tasarımını Fatih Mehmet Haroğlu’nun, yaptığı oyunda; Aslı Narcı, Berk Samur, Berna Adıgüzel, Caner Bilginer, Cem Uras, Ceysu Aygen, Cihan Kurtaran, Doğan Şirin, Göksel Arslan, Hanife Ser, İrem Aydın, Melisa Demirhan, Murat Bavli, Murat Üzen, Nurdan Kalınağa, Pelin Budak, Pınar Aygün, Tankut Yıldız, Tolga Coşkun, Tuğrul Arsever, U. Arda Aydın, Ümit Daşdöğen, Volkan Ayhan, Y. Arda Alpkıray rol alıyor.


Continue reading »