Tem 192018
 

Yeni araştırmalar, bilimin popülerleşmesine büyük katkı sağlayan Carl Sagan’ın söylediğini teyit ediyor: İnsanlar gerçekten “yıldız elementlerinden” oluşuyor – ve artık insanoğlunun elinde bunu ispat edecek haritalar var.

IBTimes’da ve Gizmodo’da yer alan habere göre, New Mexico’daki Sloan Sayısal Gökyüzü Araştırması(SDSS) bölümünde çalışan bir grup astronom, Samanyolu Galaksisi boyunca yaklaşık 150 bin yıldızın bileşimini analiz etmek için APOGEE(Apache Point Observotary Galaktik Evrim Deneyi) spektografını kullandı. Ekip, yıldızların her birinde karbon, hidrojen, azot, oksijen, fosfor ve sülfür olmak üzere “CHNOPS” elementleri miktarını kataloglamış ve galaksideki bu yaşam yapı taşlarının prevalansını(yayılma durumunu) çizmişti. Continue reading »

Nis 122009
 

Astrofizikçi stephen hawking
TED 2008 röportajında Stephen Hawking kendisine sorulan ve evrenın başlangıcına, ufoların varolup olmadığına ve insan ırkının geleceğine dair soruları kimi zaman espirili bir dille cevaplıyor. Bu zevkli, merak dolu ve kimi zaman keskin cevaplar içeren röportajı aşağıdan izleyebilirsiniz.

Mar 022008
 
Galileo’nun Buyruğu

Edmund Blair Bolles imzasına sahip, düşünmek, üretmek ve saygı duymak adına oldukça nitelikli bir araştırmanın/derlemenin ürünü bir popüler bilim kitabı Galileo’nun buyruğu.

Kitabın isminin Galileo’nun buyruğu olmasının sebebi, Galileo’nun buyruk olarak alınabilecek tek şeyin bilimde saklı olduğunu düşünmesi ve yalnız bilimin argümanlarına riayet edecek bir insanlığın bizleri düzlüğe taşıyacağını öngörmesi…
Continue reading »

Haz 182007
 

karadelikler

Stephen Hawking‘in, bir takım zorlukların nasıl aşıldığına ve içinde bulunduğu sağlık durumunun hiçbir zaman kendisinin bilimsel şevkini kırmadığına dair, duygulu anlatımlarla başlayan ve daha sonra hızlanıp bilimin topluma olan etkilerini kısa ama yüzeysel olmadan aktardığı, Einstein’dan Hubble’a bir takım bilimadamlarının teorilerine niye katıldığını ya da karşıt olduğunu açıkladığı, -ana kısım olan- hatrısayılır bir şekilde karadelik teorilerini anlatması sonucunda biraz da felsefe yaparak determinizmi ve tanrıbilirlik kavramını sorgulayıp konuyu kapattığı kitabın ismi.

Şub 022007
 

Galileo ve Einstein’ın ilham perileri olduğu, popüler bilim okuyucularının “Kralın Yeni Usu” serilerinden tanıyacağı Roger Penrose ile “penrose hawking özgünlük teoremi” ni ortaya koyan, “sınırsız uzay hipotezi”yle kısmen mesnetsiz kaldığı, paralel evren teorisine ilişkin bazı görüşlerinde yanıldığına dair açıklama yapan, “herşeyin teorisi”nin sahibi, felsefesi kanımca yapay ve zayıf kalan ve inançsal sistemi tanrı ile ilgili yaklaşımlara dair sorulara verdiği cevap gibi, evreni tanrı dışında bir neden bulmanın gerekliliğine uygun şekilde oluşmuş, physicsweb anketine göre tüm zamanların en iyi 16. fizikçisi seçilmiş, “zengin bir ailem olmasa ne olurdu?” diye kendine hep sormuş, doğu mistisisizmiyle hep dalga geçen, “occamın usturası” ilkesini pek seven, geçmişe yolculuk takıntısı olan, hakkında detaylı bir bilgi almak için okuma listemde bayağı bir bulunmuş John Boslough’un “Stephen Hawking’in Evreni” adlı kitabının tavsiye edilebileceği, İngiliz karadelik kuramcısı, astrofizikçi, astromatematikçi… 

eserleri için; 

(bkz: zamanın kısa tarihi) 

(bkz: zamanın güzel tarihi) 

(bkz: ceviz kabuğundaki evren) 

(bkz: karadelikler ve bebek evrenler)

Ağu 092006
 

“Gökte yuvarlak bir deliğe rastgeldiler…

ateş gibi parlıyordu.

İşte bu yıldızdır, dedi Kuzgun” /Yaratılış’a ait Eskimo Efsanesi

hale-boppcometGökyüzüne zaman zaman bakar mısınız açık havalarda. Sanırım sizi en çok etkileyen 17 Ağustos gecesi olan manzaradır. Işık kirliliğinden yoksun bir kubbede dolaştınız eminim. İşte 23 Temmuz 1995’te Alan Hale ve Thomas Bopp’da gökyüzüne sık bakan iki astronomun Hale-Bopp kuyruklu yıldızını keşif öyküsü şöyle olmuş:

Alen Hale(New Mexico) ince alaydan hoşlanan bir astronom olduğunu söylüyor. Hayatının 400 saatini kuyruklu yıldızlara bakarak harcadığını söylüyor ve hiç bir şey elde edemediğinden yakınıyor. Bir gün yine “hiçbir şey” aramazken, gökyüzüne anlamsız baktığını söylüyor. Derken bir ışık kümesinin Sagittarius takım yıldızındaki Messier 70(M70) yıldız kümesine bakmayı düşünüyor ama iki hafta önce oraya baktığında farklı bir şey görmüyor ve bir bulanık ama yaygın bir cisim farkediyor. Ve kuyruklu yıldızı son bir aydan beri aynı taramayı yapmasına rağmen keşfettiğini söylüyor.

Bopp ve Hale

Thomas Bopp(Arizona)’un hikayesi ise biraz daha farklı. O Arizona çölünde Ay’ın karanlık olduğu bir anda arkadaşıyla beraber olduğunu söylüyor ve arkadaşı Jim Stevens sayesinde bu kuyruklu yıldızı keşfettiklerini anlatıyor. Sagittarius takım yıldızına bakarken ilk çnce M22 ve M28 ‘le gözlem turlarına başlıyorlar. İlk başta yıldız haritalarını inceledikleri, daha önceden böyle bir şey görmediklerini ve arkadaşı Jim’in yeni bir kuyruklu yıldız olabilir uyarısını fazla dikkate almadan incelemeye devam ettiğini iletiyor. Daha sonra işin farkına varan Bopp böyle bir şeyi yarattığı için Tanrıya şükrettiğini söylüyor. Ve hayatının en önemli keşfini yapmış olduğunu da ekliyor. Continue reading »

Tem 142006
 

 

kozmos

“Olağanüstü bilimsel başarı ve bilimi halka ulaştırma” ödülünün sahibi Prof. Dr. Carl Sagan, bu kitapla karşımıza ilginç ve doğaüstü bilgiler içeren konularla geliyor. Yazarın eserleri birçok ülkede bestseller oldu bilindiği üzere. Benim Carl Sagan’la tanışmam birçoğumuzun ki gibi Tübitak yayınlarından çıkan “karanlık bir dünyada bilimin mum ışığı” kitabı ile değil, televizyon sayesinde olmuştu. Şu an hala çalışmaları ve araştırmaları, bilimkurgu ve belgesellerde yer alan bir bilimadamı ve uzayın yalnızlığını reddeden, bunların bir anlamı ve ifade şekli olduğuna bilimsel düzenekte ve spekülasyondan uzak bir şekilde sahip çıkan bir araştırmacı merhum Carl sagan. 

Karmaşıklığın adı olan kaos’un yerine netliğin, düzeyin ve genişlemenin adı olan Kozmos’u isim olarak koymuş eserine. Hepimizin çocukluğu bir şekilde evrenin anlamını sorgulamayla ve değişik senaryoları kafamıza yerleştirmeyle geçmiştir. Bunların bir gün gerçek olabileceğini hayal etmişizdir çoğu zaman. İzlediğimiz filmlerde, belgesellerde uzay ‘daki yaşam anlatılırdı günümüzdekinden biraz daha ilkel olarak. Daha sonra teknoloji ile birlikte çeşitli radarlar, teleskoplar, bilgisayarlar girdi hayatımıza bir çırpıda. ama sorular cevaplanmamıştı tamamen… 

Kozmos, bilimsel terimlerle sıkılabileceği türden bir kitap değil. Dili oldukça akıcı. Zaten sonrası şelale desek yeridir. Kitabın başlangıcı, Carl Sagan’ın kendisi hakkında “su,kalsiyum, ve organik maddelerin toplamayayım” benzetmesi kadar temelden başlıyor. İlk önce eldeki bulgulardan bahsediyor. Yani bilimsel teorilerden ve kesin kanıtlarla yola çıkıyor.”bakalım elimizde neler var” diyerek kısa ama etkileyici bir giriş yapıyor. Bu da çok basit bir çalışmadan geçmemiş. Eski uygarlılardan İyonya, Babil, Atlantis, Mısır gibi uygarlıkların evren, gökyüzü, insan anatomisi, yeryüzü şekilleri gibi konularla destekleyerek nasıl geliştiğimizi anlatan bir çalışma bu.

İnsanın gelişim evrimi ,DNA’dan mevsimlere kadar bir çok bilgi de beraberinde geliyor zaten. En çok hoşuma gidenlerden birisi de sıkmadan, çok ayrıntılı olmadan kısa bir bilim tarihi özetlemesi yapması. Eski dönemin bilimadamlarından Pisagor, Aristo, Öklid, Eflatun gibi düşünürlerin gökyüzüyle olan ve evrenin şifresinin matematik olduğunu kanıtlarcasına gökbilim çalışmaları ince bir çizgiyle okuyucuya ulaştırılmış. 

Kitabın ortalarına doğru kronolojik olarak bilimadamları değişiyor ve yeni çalışmalar ve izlenimler aktarılıyor. Filozofların kendi aralarında yaptığı tartışmaları anlatırken sanki kendi aramızda arkadaşlarımızla yaptığımız istişareleri hatırlatılıyor sanki. Yani o kadar doğal ve akıcı bir dil kullanılmış. Yaşamın temel yapı taşlarınla devamlı bağlantı kuran Carl Sagan ,evrenin düzeni ve dengesini her bölümde bizlere göstermek istemiş. 

Kitabın sonlarına doğru ise uğraştığı, Seti projesi beraber çalıştığı Frank Drake’nin hala geçerliliğini koruyan “Drake Denklemi”ni baz alarak sorgulanmasıyla işin matematiğinin ne kadar önemli olduğunu kavratması açısından değerli bilgiler diyebilirim.

Nis 112006
 

Big Bang Teorisi
David Hume’un kendi ateist görüşünü benimsetmek için bir radyo programında bu teoriyle dalga geçmek babında söylenirken, bigbangcilerin isim ihtiyacına güzel bir tongayla düşmüş ve öylede kalakalmıştır, akıllarda ve literatürde. Sonuca bağlarsak; materyalistlerin had safhada huşusundan mustarip olduğu ve neticede işin tektanrıcılar tarafından şenliklerle kutlandığı ve teorik ispatı nobel ödülü getiren bu güzel akıl oyunu, -rasyonel bakış açısıyla- aslında tanrıyı değil evrenin, zamanın ve maddenin başlangıcı olduğunu ispatlamıştır. Kısacası evrenin dışında bir oluşum vardır savını güçlendirmiştir