May 192008
 

Bir çok romandaki (bkz: Tahsin Yücel’in Kumru ile Kumru romanı) ve filmdeki (bkz: the devil wears prada filmi) karakterin özelliklerinde karşımıza çıkan, dürtüsel olarak bireyin satın alma davranışını denetleyememesi ve delice alışveriş yağması olarak tanımlanabilecek psikolojik hastalık.  Bu hastalığın kadınlarda daha fazla görülme sebebi ise  duygularının esiri olma eğiliminin fazla olmasından kaynaklanmaktadır.Kkadın, ayakkabı, çanta, elbise, mücevher vs lerde kendi yetersizliğini gidererek egosunu yüksek tutmak ister, Erkek ise yine aynı sebepten teknolojik ve büyük beyaz eşyalara yönelir. Ne anlıyoruz bundan; kadın kendi duygusal yönlerini ve zayıflığını kapatmaya, erkek ise bağımsızlıkla ve hareket alanını genişletici şeylerle tatmin olur.

May 062008
 

Son Nefes

Düşündüm ki;
insan son nefesinde
neleri doldurur içine
ve çeker
bitmesini istemezcesine.
düşünsenize
son nefes
son an
son düşünce bu
o son nefeste

Düşündüm ki;
insan son nefesinde
yalnızca aşklarını çeker içine
düşünsenize
aşık olduğu zamanlarda
düşünmüşlerse
hangi aşkı ölümsüz
hissetmişlerse
bitmesini istemezcesine
onları düşünürler
o son nefeste

Düşündüm ki;
bu konuda da hiç yazmamış şairlerde
bulamadım son nefeslerini hiçbir dizede
düşünsenize
her anı anlatmak için düşünüp
şiire aşık oluyorlar
bitmesini istemezcesine
son nefese gelince
hiçbirşey yazmadan
kaçıp gidiyorlar
o son nefeste

Düşündüm ki;
zeka bu yüzden verilir
Ve hisler
en derin nefesini alır
bitmesini istemezcesine
o son nefeste

Düşündüm ki;
aklımı düşününce nefesimi
nefesimi düşününce aklımı kaçırıyorum
ben çok düşündüm dostlar
son nefesimin vereceği karar:
düşünmek akla zarar
ne kadar düşünmüşsek
kabirde o kadar azab var

Reha Başoğul

May 062008
 

Mutluluk Oyunu
İnsan
korkar
mutlu olmaktan
çünkü
emin değildir
kendinden kaçırdıklarından

insan
sapar
anılara dokunmaktan
çünkü
emin değildir
güçlüyü oynamaktan

insan
bakar
çıkmaz sokaktan
çünkü
emin değildir
yoluna kusacaklardan

insan
ağlar
yalnız kalmaktan
çünkü
emin değildir
boşlukta solacaklardan

insan
kusar
gecesiz karanlıktan
çünkü
emin değildir
ışığın doğurduklarından

insan
kaçar
gerçeği duymaktan
çünkü
emin değildir
yüreğine bakanlardan

insan
solar
buruşmuş kağıttan
çünkü
emin değildir
kalemin ağlamasından

insan
doğar
yargısız tabiattan
çünkü
emin değildir
ölümün korkuttuklarından

insan
oynar
mutluluk oyunundan
çünkü
emin değildir
insanlığın sapacağından

Reha Başoğul

May 032008
 

tchaikovsky1

Son zamanlarına doğru kendisiyle yüzyüze görüşmeyi kabul etmeyen ve mektuplarla iletişim kurduğu hayranı olan bir dul kadın tarafından harçlık alan, son eseri Pathetique Senfoni’yi bitirdikten hemen sonra ölen, Robert Schumann ve Johannes Brahms romantizminden etkilenmiş, senfonik şiirlerinin ilham perisi ise Franz Liszt olan, eşcinsel olduğu da rivayet edilen, içindeki melankoliyi ve bundan kaynaklanan korkuyu sadece şeytanın bilebileceğini düşünen, Jascha Heifetz kemanından ve London Symphony Orchestra’sından huşu içinde dinlemeyi sevdiğim , Cemal Reşit Rey’de her yıl mutlaka adına konserler düzenlenme ihtimali yüksek olan rus sanatçı…

May 032008
 

paulo-coelho-onbir-dakikaBrezilya’dan artist olmak için Avrupa’ya gelen genç bir kadının yavaştan yükselişine müteakip, sonrasında namusuyla para kazanamayacağını ve söz verdiği ailesine mahçup düşmemek için geri dönemeyeceğini anlamasıyla, kendini fahişeliğe verip akabinde paraya para dememesine sebebiyet veren müşteriler bulurken aşk tuzağına kapıldığı -aynı zamanda müşterisi- iki adamla tanışıp birisiyle içindeki duygusallığı, birisiyle de içindeki içgüdüsel mazoşizmi keşfetmesiyle arada kalan duygudurum bozukluğunu evirip çevirip doymuşlukla sonlandırarak yaşama yeniden başlama düzenini başarma histerisiyle kanalize olma öyküsünü barındıran, Paulo Coelho’nun önsözünde, tabir-i caizse ‘kitaplarında sevgiyi, yüreği buluyoruz ve hep sevgi istiyoruz biz senden’ diyen hayranına adadığı kitabı…