Şub 282011
 

Güzelliğin Tarihi - Umberto Eco  - Kitap - Doğan Kitap

“Güzelliğin bu tanımı, herhangi bir çıkardan başka bir haz nesnesi olarak ifade edilen,
bundan önceki tanımından türetilebilir. Çünkü haz duygumuzun herhangi bir çıkardan
bağımsız olduğu bilinci ancak bu şekilde değerlendirilebilir. Herkesin haz duyması için
gerekçeler içermelidir. Çünkü, haz kişinin heveslerine(ya da önceden tasarlanmış diğer
bir ilgiye) dayanmadığından ve yargılayan kişi nesnenin değerinin artması açısından
kendisini tamamen özgür hissettiğinden, hazzını kişisel koşullara dayalı olarak açıklayamaz.”

/ Immannuel Kant – Güzelliğin Yansız Hazzı, 1790

Medyanın çeşitlenmesi ve kitlelere nüfus etme gücünün artması ile yapılan paylaşımlar sonucu, 21. yüzyılı yaşadığımız  noktada,  insanın kendince ve kendine başvurmadan oluşan “güzellik” anlayışı bir çok farklı şekilde ele alınmış, kimi zaman elitizm içinde bir Pirelli takvimindeki çıplak kadın “güzel” olarak ön plana çıkarılıp, gerçeküstü olarak düşünsel hadım edilmeye yüz tutan bir fikriyatın temsilcisi olurken, kimi zaman dini bir motif kazanarak mucizevi bir İsa’nın göğe yükselişi yarattığı heyecan ve varoluşsal lezzet kıyasında üst düzey bir erekle “güzel” olarak anılmış, kimi zaman ay ışığının yarattığı yakamozda bir çiftin elele tutuşması anı simgesel olarak “güzel” olarak adledilirken, bunun matematiksel formu bile veya şiiri bile güzellik çarklarından biri olduğu gibi, kimi zaman ise bir yılanın açlık bahanesiyle bir fareyi yuttuğu an doğa içinde belki de her an olmasına rağmen sıradışı bulunarak hayranlık uyandırdığı “güzel” olarak anlatılagelmiş ve çeşitli sanat dallarıyla diğer insanlara sunulmuştur.

Kuşkusuz bu örneklerin çok daha arttırılarak ele alınabilecek güzellik olgusunun, bu kadar farklı koridorlarda uzun süre gezilebilecek derecede sonsuz denecek cinsten bir çeşitlilik sunması, güzelliği, niye güzel bulduğumuzu, hangi tutkuların, arzuların, inançların, ilişkilerin ve trendlerin onu böyle kıldığını algılamamız ve anlamamız açısından tarih boyunca yaşanan olayları, ilişkileri ve doğa enstanenelerin içinde değerlendirilmesi gereken bir bilgi arkeolojisine ihtiyaç duymaktayız.

Sanat Tarihinde nadir bilgi arkeolojisine kapsamlı bakan kitaplar vardır ki Gülün Adı, Foucault Sarkacı, Kraliçe Loana’nın Gizemli Alevi romanları dışında Umberto Eco, “Güzelliğin Tarihi” ve “Çirkinliğin Tarihi” kitaplarıyla bu bazen içiçe geçmiş panaromayı çözümleyecek ve estetik tarihini ve izafi görüşleri de katarak anlattığı kitaplarıyla, uzmanı olduğu göstergebilim kuramlarını da dahil ederek, bu yüzyıl için ışık tutacak ender kitaplardan birini oluşturmayı başarmıştır. Ancak tüm bunlara rağmen, kitapta dikkatinizi çekecek en büyük eksiklik; Ortadoğu, İslam ve Doğu sanatlarının bu kurguda yerini almaması ve Eco’nun Batı kültürü içerisinde bu çerçeveyi sınırlandırması olacaktır.

Türkçesi Doğan Kitap’tan usta çevirmen Ali Cevat Akkoyunlu çevirisiyle çıkan “Güzelliğin Tarihi” , Umberto Eco tarafından 17 bölümden oluşan 90 başlıkta ele alınmakla beraber, kurgusundaki özeniyle de takdir edilecek bir yana sahip. Continue reading »

Mar 302009
 

graphiti

Bilginler sanat tarihi boyunca bir çok halihazırda olan analizin temel yaklaşım biçimlerine  kendi teorilerini oluşturmak için başvurmuşlardır.  Bu yaklaşım biçimleri David Lodge’un “Small Word” kitabında 13 farklı şekilde listelenmiştir. Alegorik, Arketip, Biyografik, Dini,Varoluşçuluk, Freudyen, Tarihi, Jungian, Marksist,Mitolojik, Fenomenel, Retorik ve Yapısal.

 Görsel İletişimde uygulanan etik teorisi ise bu makalenin konusudur. Fakat gerçekte bir çok analitik perspektiften sadece bir tanesidir. Bir ortamdaki görsel mesajın üretimi, sunumu ve tüketimi  doğruluğu görülebilir bir şekilde  tarihi, kültürel ve eleştirel perspektife ait bir dilimin içinde kendini bulabilir.

 Teorinin inşasının gerektirdiklerine bakarsak her bir evre birbirinden gelişir. Bundan başka görsel imajlar  üç ana unsura sahiptir: Eğitimsel, ortamsal ve algısal. Tüm bunlar görsel imajın yaratıcısı tarafından tasarlanan bir amaca ve imajı tüketen kişinin boşluğuna sahiptir. Örneğin gazetecelik ve reklamda kullanılan görsellere bakarsak; bunlar süreklilik arz eden bir boyutta zıt kutuplarda dolaşan iki çeşit görsel biçimidir . Her ne kadar “tartışmalı gazetecilik” denen bir kavram olsa da gazetecilikte kullanılan görseller sıklıkla eğitimsel unsurun bir parçası olarak tatmin edicidir. Buna rağmen bu tarz görsellerin aynı zamanda algısal ve çevresel bileşenleri de bulunmaktadır. Aynı şekilde reklam içeriklerinde kullanılan görsellerin algılara hitap ettiği gerçeği yanında eğitimsel ve çevresel özellikler içerdiği halen tartışmaya açıktır. Tüm bu üç unsurun birleşimine baktığımızda ise etiksel teorinin kitlesel medyanın içeriğini kapsayan tüm görsel mesajların bizlere ulaşması açısından bir temel oluşturur.

Continue reading »

Mar 172009
 

mitologyaUsta Metin And’ın 46. ve Akbank sponsorluğunda çıkan, kalın mı kalın renkli mi renkli bir referans kitabı.  Peygamber mucizelerinden, mahşer ve öteki dünyaya, burçlar mitologyasından, ulu kişiler mitologyasına , gök cisimleri mitologyasından, mitologya yaratıklarına , bir çok minyatüre ulaşma imkanınızı elinizin altına koyan, ulu kişiler mitologyasında mevlana teması işlenen, kaynak olarak özel izinle girilen Topkapı Sarayı müzesi kitaplığındaki minyatürlü yazmaları, Taberi’nin Arapça Dünya Tarihi, Firdevsi’lerin Şehname ve Süleymanname’si gibi eserlerden faydalanan, içinde her minyatür ve onun hakkında mitolojik metni açıklayan bir düzende, dizini nefis hardcover kitaptır…

Mar 112009
 

Poul Anderson tarafından yazılan, harika bir bilim kurgu kitabıdır ki; Wesgorlar’a ve teknolojilerine dair fikirleri ve belirtme yollarını okurken, sıradışı deneyimler yaşattırma ihtimali büyüktür.  Kitabın konusu şöyle anlatabilir, ingiliz ordusunun ortaçağ döneminde gökten inen bir disk içinden çıkan şeytanlarla karşılaşmasıyla başlayıp, bunu bir tanrı cezası olarak kaderlerine mahkum olacak şekilde takılırken, işgüzar ingilizin birinin salladığı bir okla şeytanların ölebildiği anlaşılınca, wersgorlar’ın planı ters tepiyor ve ordu tarafından esir alınıyorlar… Sonra da bu şeytanların! aletlerini iyice anlayan ingiliz ordusunda kutsal toprakları fethetme histerisi doğuyor ama uzaylı teknisyen kendi istasyon mekanına sürünce, ingiliz ordusu ile wersgorlar arasında amansız bir mücadeleye gark oluyorsunuz…

Mar 012008
 
diderot'dan internete medya tarihi

Eski yazılar uzmanı Frederic Barbier ve Catherine Bertho Lavenir tarafından yazılan ve iş nedeniyle satın alınıp okunan bu kitap, ‘medya nedir?’ sorusuyla başlayan, matbaa, televizyon, video, radyo, internet gibi kitle iletişim araçlarının tarihine uzanan, sanayi devriminde , rejimlerin gölgesinde, devrimlerde ve bunları tüketen son kullanıcının gözünde nasıl uyuşturulduğumuzu, diğer yandan işin içine girmiş medya patronlarının ajitasyon yüklü kitle iletişim politikalarını bulabileceğiniz, ekonomik buhranlara, çok boyutlu korsan yayıncılığa, popülerite kokan entel maskelere ve bazı kanaat liderlerinin nasıl medyada boy gösterip tüketim alışkanlıklarını değiştirdiğine dayanan nedenlerle bağlayıp son sözü de internete dayandırırak, usenet, üniversite serverları, sanal gerçeklik, cemaat tasarımı gibi unsurlarla bu kadar enformasyon yükünü taşıyan insanın olmasıyla avantaj kazanan medyanın, sanal ya da reel karmaşıklıkta her türlü paparayı size çaktırmadan atıp cebinizdeki, aklınızdaki ve yaşantınızdaki size ait şeyleri sömürebileceğinin kanıtı olacak araştırma kitabıdır.

Şub 092008
 

En sevdiğim bir şeylerin tarihi kitaplarından biridir. Kudret Emiroğlu’nun bu kitapta yararlandığı kaynaklar arasında Murat Bardakçı, Metin And, Besim Atalay, Bahaddin Ögel, Hasan Erel, İsmet Zeki  Eyüboğlu, Ahmet vefik Paşa,  Gökhan Akçura gibi isimlerin eserleri vardır ve kitap 32 ytl’den fiyatlanmıştır ve de kesinlikle alınmaya değer bir kitaptır. Ayrıca Mario Levi’nin “tüketici davranışları” dersinde anlatageldiği sevdiği eserler arasında olup insan-eşya ilişkisine dair proje makalemde zevkle kullandığım bir kaynaktır…

Mar 162007
 

Vakti zamanının bestseller i, Nasa’nın da gündeminde olan Zecharia Sitchin’in araştırma kategorisindeki kitabı. ilk bakışta, spesifik soruların anahtar cevaplarını araştırmak için elinize alacağınız kitap, gezegenlerin organik yapısı, bitki ve jeotermik örtüsü, gezegen keşiflerinin hikayesi, kuyruklu yıldızlar, keşif araçları, Nasa araştırmalarına farklı bir bakış gibi saymanın anlamsız olduğu bir çok bilgi gözlerinizin ışığını aydınlatacak. ama bana kalırsa asıl parıltı yapacak sorular, bu bilgilerin neyle sonuçlandırıldığı…Yazarın onikinci gezegen kitabını okumadan eline alındıysa anlamsız bir çok bağlantıyla karşılaşacağınız da aşikar olur ki Sümer ve Babil destanlarının da, şu an ki kozmolojik araştırmaların sonuçlarını önceden haber verdiğini anlatan bu kitabın asıl kökenleri de onikinci gezegende yeralıyor.(Marduk ve Tiamat olayı)

Ayrıca kitapta adem ilk tüp bebek mi? gibi spot ifadeler boldur. Bunun dışında Voyagerlar’dan, dna yapımıza, gezegenlerin diziliş nedeninden ,sona başlangıçla yanıt bulunmasına kadar hatta üstüne tuz biber olacak şekilde komplo teorisi istersen de var tabii; Amerikan ve Rus uzay tarihinde oldukça ilginç dönen masabaşı hikayelerinin de sonlara doğru iliştirmesiyle sinir katsayısına hal hatır sormanız gerekebilir.

Oca 192007
 

imgenin pornografisiTarihte ve olası her türlü ikona üzerine estetik teorisi çerçevesinde yorumlarla bezenmiş bir Zeynep Sayın kitabı.. İçinde teşhircilikten, dinsel temsillere, rönesanstan felsefeye bir çok açıdan imgenin, pornografik oluncaya kadar ve olduktan sonraki geçirdiği evrimlere dair tahliller mevcuttur…

Eki 042006
 

 

ataturktenhicyayinlanmamisanilar

Atatürk’ün hiç yayınlanmamış anılarını ,Yurdakul Yurdakul onlarca kişinin anılarından derlediği bir kitap haline getirmiş. Önce yazar hakkında bir takım bilgiler vermek istiyorum:

Prof. Dr. Yurdakul Yurdakul babası aynı zamanda Atatürk’ün korumalığını yapıyor ve kitapta babası ve arkadaşların ilettiği anılardan oluşmakta.

Esasında yazarın dediğine göre bu anıların yayınlanması oldukça gecikmiş ve ilk başta elinde bu kadar anının olmasını kitap halinde düşünememiş Yurdakul Yurdakul

Bu anılar 1919-1938 yılları arasını kapsayan “Atatürk’ün nöbet defteri”nden , Prof. Dr. Utkan Kocatürk’ün “Kaynakçalı Atatürk Günlüğü”nden ve o zaman çıkan gazetelerdeki haberlerden araştırılarak olayların yer-zaman-mekan gerçekliği belirlenmiş.

Cumhuriyet çocuğu Cemal Kutay’ın önsözüyle başlayan kitap, Yurdakul Yurdakul’un medyamızdaki ünlü isimlere yolladığı açık mektupla son buluyor. Bazı eleştirileri ise kimileri için dikkat çekici olabilir. Yapılan bazı yanlışların uyarı bazında dile getirilmesi, varolan uluorta atıp tutma alışkanlığının bizim manipulasyon seven yanlış medya üslubu ile özdeştiğini gösteriyor. 

Haz 122006
 

 

abacus

Şu ana kadar sayı saymak için bir çok hesaplama yöntemi duymuşsunuzdur.Hesap Makineleri, kalem-kağıt, kum, güneş …vs gibi bir çok alet ve yöntem geliştirildi bu uğurda.

Sayı sayma sistemleri üzerine ilk buluntular,Neanderthallerin yaşadığı 50.000 yıl öncesindeki zaman dilimine kadar gidiyor.Sayılar sözcüklere dökülmeden önce,taş ve parmaklarla gösteriliyordu.Hesaplamar ise halen şu an da bile yaptığımız parmak, parmak boğumları ve sicimlerle atılan düğmelerle yapılırdı.İlk yazılı rakamlar 5000 yıl önce,bilinen en eski sayı sistemlerine sahip olan Mısırlılar ve Sümerlilerde görülüyor.

salamis-tn

 Bilinen en eski hesap yöntemi olan elin kullanımı ise Mısır’dan Eski Yunan’a,Avrupa,İslam ülkeleri,Çin,Hindistan ve Kolomb öncesi Amerika’ya kadar pekçok coğrafya da görebiliriz.Ama elimizin hesaplama yönünden çokta kullanışlı olmaması ve ilk zamanlarda rakamlarla yazılı olarak, hesaplama yama zorluğu ilk mekanik hesap makinelerini doğurdu.İşte bu hesaplama gayelerinin sonucunda oluşan aletlerden biride ABAKÜS’tür.

Continue reading »