Haz 302018
 

Dünyanın en çok bilinen ve en çok ziyaret edilen müzelerinden British Museum’da, Eylül 2017 – Ocak 2018 tarihleri arasında Rusya’daki Hermitage Museum tarafından organize edilen “Sibirya’nın antik savaşçıları: İskitler” sergisi gerçekleşti. Ancak bu sergiye ne Türk medyası ilgi gösterdi ne de müzeyi ziyaret edenler İskit-Türk kültürü benzerliği hakkında bilgilendiler. ‘Kültür ve Tarih Açısından İSKİT-TÜRK AYNILIĞI’ kitabının yazarı Dr. Emine Sonnur Özcan ile en azından Türk okurların bu konuda daha fazla bilgilenmesi ve kültür tarihine sahip çıkması için İskitlerin Türklüğü üzerine konuştuk.

Röportaj: REHA BAŞOĞUL

Gazi Üniversitesi’nde önce resim, sonra tarih okuyan ve doktorasını Hacettepe Üniversitesi’nde erken dönem İslâm tarih yazımında gerçeklik meselesi üzerine yapan Dr. Emine Sonnur Özcan, ‘İbn-i Sina’, ‘Biruni’, ‘İslam tarih yazımında gerçeklik ve El-Mesudi’ ve ‘Farabi’ kitaplarının yazarları olması dışında, ‘Tarih ve Tarihçiler’, ‘Osmanlı Şehirleri ve Kırsal Hayatı’ ve ‘Kıymetli Taşlar ve Metaller’ kitaplarının çevirilerini yaptı. ‘Kültür Tarihi Açısından İskit-Türk Aynılığı’ kitabı ile Türkiye’de ve dünyada İskit-Türk aynılığının bir araya getirilmesindeki eksiliği kapatan önemli bir kitaba imza attı. Dr. Özcan, kitabında erken Mezopotamya döneminden başlayarak , eski Fars, Yunan, Roma ve Arap kaynaklarını tarayarak İskit-Türk aynılığı üzerine oldukça önemli ve net bilgileri artarda ortaya koyuyor. Da Vinci ve Newton gibi şaşırtıcı isimlerin yazınları dışında Yecüc-Mecüc gibi dinsel öğelerin arkasındaki İskitlerin izlerini sürüyor. İskitlerle Türklerin ortak kültür özelliklerini kapsamlı bir çalışmayla anlatan Dr. Özcan ile Türkiye’de pek sahip çıkılmadığını gözlemlediğimiz İskit-Türk aynılığının detaylarını konuştuk.

Araştırmanız “Türkler ve İskitlerin aynı topluluğa mensup halklar olduğu” yönünde. Ters açıdan sorarsak, İskitlerin Türk olmadığını söyleyen araştırmalar var mı? Continue reading »

Mar 302009
 

graphiti

Bilginler sanat tarihi boyunca bir çok halihazırda olan analizin temel yaklaşım biçimlerine  kendi teorilerini oluşturmak için başvurmuşlardır.  Bu yaklaşım biçimleri David Lodge’un “Small Word” kitabında 13 farklı şekilde listelenmiştir. Alegorik, Arketip, Biyografik, Dini,Varoluşçuluk, Freudyen, Tarihi, Jungian, Marksist,Mitolojik, Fenomenel, Retorik ve Yapısal.

 Görsel İletişimde uygulanan etik teorisi ise bu makalenin konusudur. Fakat gerçekte bir çok analitik perspektiften sadece bir tanesidir. Bir ortamdaki görsel mesajın üretimi, sunumu ve tüketimi  doğruluğu görülebilir bir şekilde  tarihi, kültürel ve eleştirel perspektife ait bir dilimin içinde kendini bulabilir.

 Teorinin inşasının gerektirdiklerine bakarsak her bir evre birbirinden gelişir. Bundan başka görsel imajlar  üç ana unsura sahiptir: Eğitimsel, ortamsal ve algısal. Tüm bunlar görsel imajın yaratıcısı tarafından tasarlanan bir amaca ve imajı tüketen kişinin boşluğuna sahiptir. Örneğin gazetecelik ve reklamda kullanılan görsellere bakarsak; bunlar süreklilik arz eden bir boyutta zıt kutuplarda dolaşan iki çeşit görsel biçimidir . Her ne kadar “tartışmalı gazetecilik” denen bir kavram olsa da gazetecilikte kullanılan görseller sıklıkla eğitimsel unsurun bir parçası olarak tatmin edicidir. Buna rağmen bu tarz görsellerin aynı zamanda algısal ve çevresel bileşenleri de bulunmaktadır. Aynı şekilde reklam içeriklerinde kullanılan görsellerin algılara hitap ettiği gerçeği yanında eğitimsel ve çevresel özellikler içerdiği halen tartışmaya açıktır. Tüm bu üç unsurun birleşimine baktığımızda ise etiksel teorinin kitlesel medyanın içeriğini kapsayan tüm görsel mesajların bizlere ulaşması açısından bir temel oluşturur.

Continue reading »