Mar 072021
 

Özgür Barış Etli: Profesör Atatürk

Atatürk’ün kurduğu müzelerden, dil çalışmalarına, antropolojik araştırmalardan, uzay öngörülerine kadar sıra dışı karakterinin ve bilgi birikiminin Türk ulusuna ve insanlığa kattığı rehber niteliğindeki yenilikler araştırmacı yazar Özgür Barış Etli tarafından kaleme alınan ‘Profesör Atatürk’ kitabında bir araya geldi. Etli ile Atatürk dehasının, bir ulusun ve bireylerinin zihinsel devrimini nasıl tetiklediği üzerine konuştuk.

Röportaj: Reha BAŞOĞUL

Atatürk’ün, bilim alanındaki, kimi zaman akıl sınırlarını zorlayan bir azimle ve bir ulusun tarih bilinci genetiğini değiştirecek kadar kalıcı araştırmaları, birçok araştırmacı açısından çağın ötesinde bir birikim ve bir o kadar azim ve de çalışkanlık barındırıyordu. Ulu önderimiz Atatürk’ün geometri terminolojisi üzerine ürettiği özgün kelimeleri halen kullanıyoruz. Kurduğu müzeleri geziyoruz ve evrim bilimine verdiği önemle, evrim çalışmalarına adapte olabiliyor, özellikle Türk tarihi üzerine gösterdiği ilgiyle, Türklük bilincine ve Türklerin köken araştırmalarına dair bilgileri okuyabilir, anlayabilir ve yeni alanlar açabilir durumdayız. Özgür Barış Etli, Atatürk’ün birçok alanda bilimsel araştırma tutkusunun, insanlığa olan katkılarını araştıran bir kitap yazdı. Atatürk’ün kurduğu müzeleri gezdi, okuduğu kitaplara düştüğü notları inceledi ve onun bir Profesör olarak da anılmasının neden gerekli olduğuna dair bir kitap kaleme aldı. SÖZCÜ olarak, Etli ile Profesör Atatürk’ü konuştuk. Continue reading »

Tem 252018
 

Pompeu Fabra Üniversitesi, Cardiff Üniversitesi ve Madrid Teknik Üniversitesi’nden araştırmacılar, müzik tarihi hakkında yeni şeyler keşfetmek için makine-öğrenme algoritmalarını kullandılar. Continue reading »

Tem 252018
 

Fas’ta bulunan Jebel Irhoud arkeolojik alanından çıkan yeni fosil bulguları, türümüzün köklerini 100.000 yıl geriye çekmekten fazlasını yapıyor. Ayrıca, 300.000 yıl önce en eski bilinen Homo sapiens atalarımızın menüsünde neler olduğunu da ortaya koyuyor. Continue reading »

Tem 242018
 

Uzmanların sunduğu bulgulara göre, buğdayı yetiştirmeye başlamadan ve buğday tarlalarından 4000 yıl önce ekmekleri yaptılar. Yapılan bilimsel analizde ekmeğin kalıntılarına, bulunan bir fırın içinde keşfedilen mikroskobik kömür kalıntıları, modern yöntemlere benzer bir şekilde pişirilmiş ve aynı şekilde hasat edilmiş ve işlenmiş bir hububat karşımı kullanımına dair bulgularla ulaşıldı. Continue reading »

Tem 242018
 

1935 yılında fizikçiler evreni anlamak için iki teorik fizikle ilgili anahtar temaya dair makale yayımladı. Solucan delikleri ve kuantum dolaşıklığı. Peki, birbirinden ayrık olarak tanımlanan bu iki olgu gerçekte aynı şey olsaydı?

Dailymail’de yer alan habere göre, Standford’dan ünlü fizikçi Leonard Susskind, yeni bir denklem eşliğinde radikal bir öneri getirerek, birbirleriyle rekabet halindeki genel görelilik ve kuantum mekaniğinin arasında bir uzay-zaman köprüsü inşa edilebileceğini söyledi: ER=EPR Continue reading »

Tem 232018
 

Dünya’nın erken döneminde bebek gezegen Theia ile çarpışarak birleştiği ortaya çıktı.

Bilim insanları, Dünya’nın aslında iki gezegenden oluştuğu ve Ay’ın da bu çarpışmanın şiddetiyle biçimlendiği sonucuna vardılar.

Önceden Theia adındaki bebek gezegenin Dünya’yı sıyırıp geçtiği ve uzaya dağılan küçük parçalarının ise Dünya’nın yerçekimi etkisiyle Ay’ı oluşturduğu düşünülüyordu. Fakat bu durum gerçeklemiş olsaydı Ay, Dünya’dan farklı kimyasal bileşenlere sahip olurdu, çünkü ağırlıklı olarak Theia’nın parçalarından oluşmuştu. Continue reading »

Tem 212018
 

Yeni bir DNA çalışmasına göre Hun savaşçıları, “egzotik” kadınlarını, siyasi ittifaklar kurma umuduyla Avrupa’daki yerel ortaçağ çiftçileriyle evlenmeye gönderdiler.

Araştırma, altı Bavyera mezarlığında bulunan eski Hun gelinlere ait 1.600 yıllık uzun kafataslarıyla ilgili yapılan çalışmalar sonucu ortaya çıktı. Araştırmacılar, Hun gelinlerinin Bavyera’daki yerel köylere yerleşmek ve beşinci yüzyılda stratejik evlilikler kurmak için Bavyera’nın sakin köylerine geldiğine inanıyorlar. Continue reading »

Tem 212018
 

Bir veri analiz uzmanı, üç kutsal kitabın hangisinin daha çok “şiddet” içerdiğini analiz etti.

Odintext adında bir “metin analitiği” bilgisayar yazılımını geliştiren Tom H. Anderson, Tevrat ve Zebur’u kapsayan Eski Ahit, İncil’i de kapsayan Hristiyanlık metinlerini oluşturan Yeni Ahit ve Kur’an-ı Kerim’i metinsel olarak bu yazılımdaki veri analitiği tekniklerini kullanarak analiz etti.

Mevcut dünyadaki terör olayları ve yarattığı siyaset gerilimi ikliminde bir çok tartışmaya yol açacak şekilde tekrar gündeme gelen “İslam’ın şiddet dini olduğu” görüşlerinden ilham aldığını ve analizine kutsal kitaplar arasında bir sıralama ve seviye testi olarak bakmayı amaçlamadığını söyleyen Anderson’un, blogunda 3 bölüm halinde yer verdiği analizde, Kutsal Kitaplardan Eski Ahit, Yeni Ahit ve Kur’an’ın hangisinin daha çok şiddet terminolojisi içerdiğini, metin analitiğindeki Doğal Dil İşleme teknolojisi(NLP) ile analiz etmeyi hedefledi. Continue reading »

Tem 192018
 

Yeni araştırmalar, bilimin popülerleşmesine büyük katkı sağlayan Carl Sagan’ın söylediğini teyit ediyor: İnsanlar gerçekten “yıldız elementlerinden” oluşuyor – ve artık insanoğlunun elinde bunu ispat edecek haritalar var.

IBTimes’da ve Gizmodo’da yer alan habere göre, New Mexico’daki Sloan Sayısal Gökyüzü Araştırması(SDSS) bölümünde çalışan bir grup astronom, Samanyolu Galaksisi boyunca yaklaşık 150 bin yıldızın bileşimini analiz etmek için APOGEE(Apache Point Observotary Galaktik Evrim Deneyi) spektografını kullandı. Ekip, yıldızların her birinde karbon, hidrojen, azot, oksijen, fosfor ve sülfür olmak üzere “CHNOPS” elementleri miktarını kataloglamış ve galaksideki bu yaşam yapı taşlarının prevalansını(yayılma durumunu) çizmişti. Continue reading »

Tem 192018
 

Çoğu toplum, ‘norm’ olarak heteroseksüelliği teşvik ederken, Cornell Üniversitesi’nde önde gelen bir araştırmacı, çoğumuzun her iki cinsiyet tarafından da “uyarıldığını” tespit etti. Yayımlanan makale, cinselliğin katı tanımlarını sorgularken, kategorize etmek yerine onu bir spektrum olarak görmemiz gerektiğini öne sürüyor. Continue reading »

Tem 192018
 

Time’da yer alan habere göre, Utah Üniversitesi’nde sosyolog olarak Nick Wolfinger tarafından yapılan araştırma, Aile Araştırmaları Enstitüsü tarafından yayımlandı.

Yeni yapılan bir araştırma, en azından 5 sene içinde boşanmak istemiyorlarsa, insanların 28-32 yaş arasında evlilik yapmaları gerektiğini matematiksel temellere dayanarak ortaya koydu. Continue reading »

Tem 182018
 

ABD’de dahil olmak üzere 7 ülkeden 2 binden fazla kişinin katıldığı yeni bir araştırmaya göre, kendilerini muhafazakar olarak tanımlayanların neden “özür dileyemedikleri” ortaya çıktı.

Dailymail’de yer alan habere göre araştırmacılar, hangi koşullarda özür dilemek istediklerini öğrenmek için Avustralya, Hong Kong, Şili, Peru, Rusya, Hindistan ve ABD olmak üzere yedi farklı ülkeden 2.130 kişi üzerinden bir araştırma gerçekleştirdi. Queensland Üniversitesi araştırmasında araştırmacılar, muhafazakarların özür dilemeye meyilli olmamalarının yanısıra, aynı zamanda kolayca affetmediklerini de belirtiyorlar.

Continue reading »

Tem 172018
 

Bazen arkadaşları tarafından bir davete katılması icap edenlerin bahaneleri genelde benzer çizgide olur. “Pokemon Go oynamayı tercih ederim”, “Kitap okumayı tercih ederim” gibi..Bu durumun neden kaynaklandığını açıklığa kavuşturacak bilim insanlarının son çalışması “Mutluluğun Savanna Teorisi” olarak adlandırılıyor.

Singapore Management University ve London School of Economics psikologlarının NCBI’da yayımladıkları çalışmaya göre, zeki insanlar hariç, arkadaşlarıyla daha çok vakit geçirenlerin daha çok mutlu olduklarına dair bulguları yayımlamıştı.

Business Insider’da yer alan habere göre, araştırmacılar bu sonuçlara iki araştırmayla vardı. Hem 2001 hem de 2002 yılları içinde, verileri National Longitudinal Study of Adolescent Health tarafından sağlanan araştırmalarda yaşları 18-28 arasında olan 15 binden fazla kişiyle röportaj yapıldı. Continue reading »

Tem 062018
 

Araştırmacılar, biyoloji dünyasında, yeryüzünde evrimleşen tüm karmaşık yaşamın mikrop ailesinden başladığını düşünüyorlar. Mikroplar, Kuzey Mitolojisi’nin tanrılarından sonra Loki, Thot, Odin ve Heimdall olarak adlandırıldı ve Asgard adlı bir gruba ait olarak gösterildi. Continue reading »

Tem 062018
 

Polonya’daki SWPS Sosyal Bilimler Üniversitesi ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nden sosyal psikologlar Milgram’ın modern bir versiyonunu uyguladılar ve sonuçların 50 yıl önceki çalışmalara benzer olduğunu buldular. Continue reading »