Tem 212021
 

Yeni medya alışkanlıklarının analizi, sosyal bilimler literatürüyle açıklanabilen bir şekilde yer bulmaktadır. Hedef kitle tanımlamaları yapılırken de dikkate alınacak çalışmalar, mutlaka “Ben kimim?” sorusuna değinen, felsefi  bir niteleme ihtiyacıyla beraber düşünülmelidir. Verilen hizmetin kimlere, hangi anda, nerede, nasıl ve ne şekilde sunulduğunun kalitesi bu sorunun cevabını her bir birey için anlama ve ayrı ayrı yanıtlamaya kadar götüren bir süreçtir.

Bu alanda yapılan çalışmalara baktığımızda, gerek “Sosyal Kimlik Teorisi”, gerekse “Kimlik Teorisi”, Ben’i oluşturan kimlik olgusunu bir anın değil sürecin içinde kavramsallaştırır. Sosyal kimlik Teorisi, süreci kendini kategorileştirme olarak nitelerken, kimlik teorisi, kimlikleştirme olarak adlandırır. Bu sayede kimlik veya kimlikler evrenine adım atarız. Kimlikleri, onunla birlikte doğan ötekileri doğru anlamamız, deneysel koşullara tabi tutmamız ve analizleri sürekli iyileştirmemiz, bağlamsal pazarlama stratejilerini de hem etik, hem de iletişim sembolleri adına ideal düzeye çekecek verileri elde etmemize olanak tanıyacaktır. İçgörüsel kavrayış, sadece hedef kitleyi çözümlemeye değil, verdiğiniz hizmetin iş akış süreçlerinden, istihdam stratejilerine kadar birçok kararınızı da etkileyecek öneme sahiptir.

İNTERNET MEDYASINDA DÖNÜŞÜM VE DEĞİŞİM FAKTÖRLERİ Continue reading »

Tem 252018
 

Pompeu Fabra Üniversitesi, Cardiff Üniversitesi ve Madrid Teknik Üniversitesi’nden araştırmacılar, müzik tarihi hakkında yeni şeyler keşfetmek için makine-öğrenme algoritmalarını kullandılar. Continue reading »

Ara 112015
 

kapak
“İyi bir grafik, bizi asla görmeyi beklemediğimizi görmeye zorlar”

/ John Tukey

Türkiye’deki ve Dünya’daki haber sitelerinin Twitter’da takipçi sayısı arttıkça , o haber sitesinin kullanıcılar tarafından paylaşım sayısı artıp artmadığı merak konusudur.  Sitelerin yüksek takipçi sayısına ulaşma isteği, pazarlama bütçeleri itibariyle yeni ve sadık kullanıcılara hedefli olurken, içinde reklam, takipçi satın alma,  fake takipçilere sahip olma gibi faktörlerler haricinde sunduğu içerik kalitesi de belirleyici olmaktadır. Bu araştırma Alexa ve Comscore’a göre en çok ziyaretçisi olan yurtiçinden 60, yurtdışından 53 haber sitesinin toplam 113 sitenin, bir etkileşim faktörü olarak kabul edilen kullanıcı tarafından tweetlerinde yer verilen o siteye ait link sayısı ile Twitter hesabındaki takipçi sayısı arasındaki ilişkinin araştırılması hedeflenmiştir. Continue reading »

May 092015
 

kapak_blog

 “… Ülke, mahvolacak derecede bir bölünmeye uğrar ve Hükümetle Meclis de bunu kabul ederse,
millet hiç bir şey dinlemeden isyan etmelidir.”

/ Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
* Sadi Borak, Atatürk’ün Resmi Yayınlara Girmemiş Söylev, Demeç,
Yazışma ve Söyleşileri, Kırmızı Beyaz Yayınları s.145

7 Haziran 2015 Genel Seçimleri Öncesi Resmi Gazete’de yaymlanan haliyle 20 Parti milletvekili aday listesini bağımsız adaylar ile birlikte açıkladı. Aday Listesi’nde 165 Bağımsız aday ile birlikte partilerin aday sayıları şöyle oluştu:

parti_mvsayisi_blog

2015 Genel Seçimlerinde Partilerin Kesinleşmiş Milletvekili Adayları Sayısı

TÜRKİYE’Yİ YÖNETMEYE TALİP ADAYLARIN SADECE %47’Sİ ÜNİVERSİTE MEZUNU

9861 aday içerisinden 2 tanesinin öğrenim durumu YSK (Yüksek Seçim Kurulu) listesinde gözükmezken, kalan adayların %47’si Yüksek öğretim, %37’si Orta Öğretim, %16’sı  ise ilkokul mezunu. Komünist Parti’nin 550 milletvekili adayının kadın olarak belirlemesi örneğinde olduğu gibi, adayların cinsiyet ve bunun dışında yaş bilgisinin de olması gerektiğini düşünsek de YSK’nın açıkladığı kesin aday listesinde, seçmen açısından önemli olmasına rağmen bu bilgilere yer verilmemesi YSK’nin eksikliğinden kaynaklanıyor ki 2015 yılı itibariyle kabul edilemez bir durum. Bunun dışında Türkiye’yi yönetmeye adayların yüksek lisans, doktora gibi farklılıkların da aday listesine yansımaması yine seçmen tercihleri açısından büyük bir eksiklik ve karar verilmesini zorlaştıran nitelik ve nicelik ayrımını yapmamıza engel bir başka bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Continue reading »

Tem 032014
 

“Tabiatta bilirsiniz ki hiçbir şey yok olmaz, ne bir ses, ne bir söz, ne bir hareket.
Olduğu çağ ne kadar eski olursa olsun, bütün bu oluşlar o andaki gibi doğanın içindedir.
Bu dalgalanmada zaman ve mesafe kavramı söz konusu değildir.

Bugün dünyanın herhangi bir köşesinde söylenen bir sözü veya yansıyan hareketleri,
yine dünyanın herhangi bir köşesinde aynı anda işitmek, dinlemek, benimsemenin mümkün
olduğu gibi toplayıp tespit etmek imkanına elbette varılacaktır. Doğanın bugün sır dolu bilinmeyen
yönlerine de gireceği muhakkak  olan insan zekası, beklenilen gerçekleri ortaya koyacaktır. 
Çünkü tarih belgeleri, ilerideki keşifleri buna dayanacaktır. Her tarihi şahsın söylediği sözler
toplanabilecek ve böylece biz onları kendi seslerinden ve sözlerinden dinleyebileceğiz.”

/ Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

Kaynak: Prof. Dr. Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıra ve Belgeler;
Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, Edebiyat Yayınevi s.132

Twitter, bireysel paylaşımların dışında, sanatçıların, bilim insanlarının, yazarların, sporcuların, aydınların olduğu kadar siyaset arenasının da kitlelere kendini benimsetmek için ilgi odağı durumunda. Türkiye’de twitter kullanıcı sayısı gitgide artarken, diğer yandan kitleleri etkileme alanı olarak siyasetçilerin daha çok üzerine düştüğü bir alan haline geldi. 2013 Gezi direnişinde de gördüğümüz gibi sosyal medya üzerinden örgütlenmede Twitter baskın rol oynadı.  Bu rolün gitgide artmasındaki en önemli sebep, Türkiye’deki ana akım medyanın AKP tarafından sansürlenmesi ve medya yöneticilerinin iktidardan aldığı ihaleleriyle nedeniyle(bkz:  mulksuzlestirme.org) AKP aleyhine haberleri, bazen medya yöneticilerinin direktifleriyle otosansürle,  bazen ise #AloFatih ve #AloNermin vakalarında gördüğümüz gibi bizzat Başbakan titresine sahip AKP parti lideri Recep Tayyip Erdoğan tarafından engellenmesi ve hatta kendisinin sansür uyguladığını açıkça kabul etmesi gibi olaylar neticesinde kitlelerin  haberleşme ve ifade özgürlüğü için arayışını sosyal medyada özellikle  de Twitter’a yöneltmesine neden oldu. ( Twitter’daki bilgiler dışında açıkça yapılan sansür direktiflerinin metinsel dökümüne dair detaylı kitap için: Alo Fatih – Medyanın RTE ile İmtihanı). Yine kamusal yarar arz eden ve haber niteliği taşıdığı için tüm Dünya haber sitelerinde haber olan Recep Tayyip Erdoğan’ın Soma halkı tarafından yuhalanması ve istifa et sesleri arasında markete sığındıktan sonra #Soma’daki bir vatandaşa tokat ve/veya yumruk atması ve müşaviri Yusuf Yerkel’ın yine Soma’daki bir madenciye yerde iken tekme atması  TRT, Anadolu Ajansı ve havuz medyası olarak tabir edilen ve çoğu haberi tekzip edilen veya yalan çıkan yandaş kanallar tarafından sansürlendiği gibi aynı haber kanallarında haber olarak  yer alan görevden alındığı bilgisinin de daha sonra doğru olmadığı ortaya çıktı.

Türkiye'De Twitter ve Youtube Yasak - Harita

Sansür’ün evrensel insanlık suçu olması dışında, Türkiye’de de anayasa itibariyle basının sansürlenmesinin suç olduğu(bkz: Anayasada ilgili madde: http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/anayasa.maddeler?p3=28 ) ve yargılanması gerektiği açıkken ve AB’nin 11 yıldır Türkiye için açıkladığı ilerleme raporlarında ve nihai olarak 2014 yılında Türkiye’de basın özgürlüğünün açıkça olmadığını gösteren raporun (http://rsf.org/index2014/en-index2014.php)  muhatabı ülkemizde medya yönetimi, ekonomisi ve gelecek nesiller için yaratılacak bilgi ve istihdam imkanları da önemli ölçüde yara aldı. Türkiye son 10 yılda basın özgürlüğü sıralamasında 56 sıra geriledi. Twitter ise bu ortamda yine AKP hükümeti tarafından yasaklandı. Anayasa Mahkemesi ise AKP’nin bir çok uygulamasında olduğu gibi bunun da hukuksuz ve ifade özgürlüğü ihlali olarak yorumladı ve yasağı kaldırdı. Bu konuda kararı uygulayanlar yapılan hak ihlali konusunda tıpkı Gezi direnişinde ve 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet skandalı iddianamesinde yer alan kişiler yargılanmadığı gibi bu kararı uygulayanlar da henüz yargılanmadı.

Meclis TV dahil bir çok alanda görülen sansürün(bir örnek için bkz: [1] ) ve otosansürün halihazırda büyük bir sorun olarak devam ettiği  Türkiye’de, siyasi liderler, kitlelerin ana akım medyadaki sansürle gerçek haberlerin bulunamadığı gerçeğiyle, Twitter’a haber kaynağı olarak yönelmesi üzerine siyasi mesajlarını seçmen kitlelerini etkilemek amacıyla Twitter’da da daha fazla karşılık almaya başladılar. Bu açıdan da siyasi liderlerin söylemlerinin medya, kamusal alanda “şeyleşen” tweetler,  kitle iletişim psikolojisi ve göstergebilimsel açısından değerlendirilmesine ve çözümlenmesine ihtiyaç olduğu açıktır.

Alman iletişim kuramcısı Jürgen Habermas,  iletişim toplum kuramında, toplumsal ve siyasal ekonomik yapıları iktidar ve toplum ilişkilerinde politikacıların ideolojik enformasyon çarpıtmalarına odaklanmıştır. Bir yandan siyasetin enformatik manipülasyonları mevcutken, diğer yandan kamusal cehaletin varoluşu ve siyasetçilerin halkı baskı, sansür, iftira, bürokrasi, tek tipleştiricilik ve polis devleti  yöntemleriyle elinde tutmak istemesi Habermas’ın eleştirel iletişim kuramının altyapısını hazırlar.  Ona göre demokratik siyaset, ille de bir partinin içinde olmayı gerektirmek veya sessiz kalarak değil, kolektif eleştiri süreçlerinden gelişecek olan rızanın zorunluluğuyla önem kazanır. (Türkiye’nin toplumsal kavrama, anlama ve analitik eleştirme yetilerine dair sıkıntısına dair durum tespiti ve Gezi direnişinde verilen mesajların analizi  için bu linke, yine Twitter’da vatandaşların AKP hükümetine #cevapver etiketiyle yaptığı eleştiriler için bu  linke bakabilirsiniz. )

Bu bağlamda, Türkiye’deki oy oranı en yüksek 3 siyasi liderin Twitter’da 2010 yılından beri attığı tweetlerdeki verdiği mesajların içerik çözümlemesi kısmi derecede bu makalede amaçlanmıştır. Siyasi liderlerin mesajlarını okuyan ve alıcısı olan biz okurların sorgulaması gereken bu tweetleri,  Habermas’ın evrensel edimbilim kuramı açısından baktığımızda anlamak adına şu dört evrensel geçerlik iddiasını hatırlatmakta fayda var.

” Konuşan anlaşılabilir bir ifade seçmelidir ki, konuşmacı ve dinleyici birbirlerini anlayabilsinler. Konuşanın doğru bir önermeyi iletme niyeti olmalıdır ki, dinleyen konuşanın bilgisini paylaşabilsin. Konuşanın niyetlerinin doğru olarak dile getirilmesini istemesi gerekir ki, dinleyen konuşanın sözüne inanabilsin.(ona itimat edebilsin) Nihayet, konuşan yerinde, haklı bir söz seçmelidir ki, dinleyen sözü kabul edebilsin ve konuşanla dinleyen kabul edilen bir normatif art yöre bakımından birbirleriyle mutabakata varabilsinler.”

Anlamak sadece dilin bilişsel kullanımıyla gelen önermelerde değil dilin etkileşimsel kullanımına(normatif bağlam) ve anlatımsal kullanımına(konuşanının güvenirliğiyle ilgili) dayanmakta olduğuna göre her verilen siyasi mesajın doğruluğu kendi önermesinin dışında, tıpkı aşağıda Recep Tayyip Erdoğan’ın farklı zamanlarda birbirleriyle tamamıyla zıt olan/çelişen beyanları da mevcutken, inanılırlık ve güvenirlik verilen önermenin yer verildiği mecra haricinde bir zaman serisi içinde, diğer mesajlarıyla uyuşup uyuşmadığıyla, davranışlarında yer verip vermediğiyle beraber incelemesi gerektirmektedir.

Ünlü göstergebilimcilerden Umberto Eco’nun, Peirce’dan sıkça alıntıladığı  gibi, “Her metin  sınırsız anlam üretir.” Bu araştırmada da yer verilen tweetler, sayısal veriler ve bağlam ilişkisinin akademisyenler ve araştırmacılar tarafından da bir çok farklı açıdan anlam üretebileceği göz önünde bulundurularak veriler bütünsel olarak açık veri olarak sunulmuştur.

Araştırma Konusu

Continue reading »