
Karanlıklar Prensi Edgar Allan Poe’nun da ilgilendiği ve “eureka” denemesinde”; yıldızların sayısı sonsuz olsaydı, gökyüzünün her yanı eşit derecede parlak, yani gökyüzünün her noktasında bir yıldız olurdu. oysa, gökyüzüne teleskoplarla baktığımızda, hiçbir ışığın gelmediği boş bölgeler görebiliyoruz. bu bölgeler, henüz ışığın bize ulaşamadığı yerlerdir.” diyerek getirdiği isabetli bir yaklaşımla astronomların, “gökyüzünde yalnız gezen bu kadar yıldız varken neden allahım onların bu kadar ışığıyla evren bu kadar karanlık?”türünde bir soruyla anılan bu paradoksun çözümü karşısında ilgisinin çekildiği paradokstur.
Astronomik anlamdan bakıp basitçe özetlersek ise; “eğer sonsuz galaksi varsa ve bunlarda sonsuz ışık kaynağı ise, bizim gökyüzünü her an çok parlak görmemiz gerekir” diyen ve Paul Wesson tarafından çözülmüş paradoks.. Diğer yandan bu çözüme ulaşılmadan da “Charlier nin silsile teorisi” doğruysa ortadan teorik olarak kalkabileceği düşünülmüş paradoks.. Artık uzay öklit uzayı(uzayda maddenin olduğunun ispatlanmasından dolayı) olmadığı için ve sonsuz bir öklit uzayında, sonsuz sayıda yıldız yahut galaksi olabildiğinden ötürü ve statik dağılıma ihtiyaç duyduğundan dolayı, sonsuz galaksinin ve ışık kaynağının olmaması gerekir..Evrenin genişlemesi keşfiyle beraber, ışık kaynağı 2 kat azalmaktadır ki statik evrende gökyüzünün çok karanlık olması gerekir…Haliyle bu da Olbers Paradoksunu çözer niteliktedir.
Usta Metin And’ın 46. ve Akbank sponsorluğunda çıkan, kalın mı kalın renkli mi renkli bir referans kitabı. Peygamber mucizelerinden, mahşer ve öteki dünyaya, burçlar mitologyasından, ulu kişiler mitologyasına , gök cisimleri mitologyasından, mitologya yaratıklarına , bir çok minyatüre ulaşma imkanınızı elinizin altına koyan, ulu kişiler mitologyasında mevlana teması işlenen, kaynak olarak özel izinle girilen Topkapı Sarayı müzesi kitaplığındaki minyatürlü yazmaları, Taberi’nin Arapça Dünya Tarihi, Firdevsi’lerin Şehname ve Süleymanname’si gibi eserlerden faydalanan, içinde her minyatür ve onun hakkında mitolojik metni açıklayan bir düzende, dizini nefis hardcover kitaptır…
Ali Kuşçu’nun torunuyla ortak çalışıp Osmanlı İmparatorluğu’na 3. Murat zamanında bir rasathane kazandırmış Şam’lı gökbilimci,matematikçi… Rasathane, bugunkü Cihangir’in Tophane sırtlarında idi ve elyazmaları da halen Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi’nde saklanmaktadır ve dijital formatta arşivlenmiştir. Başka bir açıdan ise kendisinden, birçok başarılı araştırmaya evsahipliği eder iken , o devirde meydana gelen kuyrukluyıldız gözlemi, veba salgını ve en trajiği ‘meleklerin bacaklarını gözetlemek’ aktivitelerinin sebep mahalli olarak da gösterilmesi sonucu Kılıç Ali Paşa tarafından denizden topa tutularak yıkılan yobaz kurbanı olan rasathanenin de kurucusudur, şeklinde de bahsedilebilir.
Gökyüzüne zaman zaman bakar mısınız açık havalarda. Sanırım sizi en çok etkileyen 17 Ağustos gecesi olan manzaradır. Işık kirliliğinden yoksun bir kubbede dolaştınız eminim. İşte 23 Temmuz 1995’te Alan Hale ve Thomas Bopp’da gökyüzüne sık bakan iki astronomun Hale-Bopp kuyruklu yıldızını keşif öyküsü şöyle olmuş:
