May 212015
 

Reddedilen Muhalefet Önergeleri

Siyasi ve askeri dehası dışında birbirinden çok farklı alanlarda yaptığı öngörüleriyle de hayranlık uyandıran Mustafa Kemal Atatürk, Eskişehir-İzmit  konuşmalarında şöyle der:

“Milletler, egemenliklerini geçici bile olsa bırakacağı Meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile diktatörlük yapabilir. Ve bu diktatörlük bireysel diktatörlükten daha tehlikeli olabilir.” (1923, Kaynak Yayınları 1. Basım s.67)

Yine Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi gibi günümüzün pür mealine birebir uyan bu müthiş öngörü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 13 yılı aşkın AKP iktidarının da ülkeye kaybettirdiği olguları özetler niteliktedir. Atatürk, asıl tehlikenin bireysel diktatörlükten çok, meclis diktatörlüğünün tehlikesi olduğunu vurgulamıştır.

AKP’nin uzun yıllara yayılan iktidarı boyunca muhalefet partileri, muhalefet yapamadıkları nedeniyle sadece AKP tarafından değil halk tarafından suçlanmıştı. Stratejik vizyon ve kalkınma modeli sunmaması itibariyle, bu teşhisin kısmen haklılık payı da bulunmasına rağmen, halk muhalefet partilerinin meclisteki çırpınışlarından haberdar değildi. Bunun en önemli sebebi, artık uluslararası kuruluşlar ve AB ilerleme raporlarınca da sık vurgulanan muhalefete ana akım ve yandaş medya tarafından getirilen otosansür ve sansür uygulamaları idi. Gezi direnişi zamanına kadar bu şekilde süre gelen süreç, halkın muhalefeti beceriksiz görüp Taksim Gezi Parkı’nın mahkeme kararı aksini söylemesine rağmen, dinlemeyip Topçu Kışlası’na dönüştürülmek istemesine karşı bir isyandan, bir çok demokratik talebin buluştuğu Cumhuriyet tarihinin en temiz, özel ve orantısız zeka ekosistemiyle dolu demokratik isyanına dönüşmüştü. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP yöneticileri tarafından, Gezi eylemcilerinden, akademisyenlere, sivil toplum örgütlerinden, üniversite mezun derneklerine, inanç örgütlerinden, sanatçılara kadar verilen demokratik talepler ve mesajlar hiçe sayılmış ve onun yerine “çapulcular”,”vandallar” diye algı operasyonlarıyla hedef gösterilmişlerdi. Continue reading »

Tem 162014
 

 

Türkiye Seçim Analizi Verisi

Kendi Seçim Stratejilerinizi Oluşturmak için http://rehabasogul.com/secimittifak/strateji.html

“Milleti yüzyıllarca başkalarının hırslarına ve çıkarlarına oyuncak eden ve en büyük düşman bilgisizliktir.
 Milleti kendi bencilliğine sahip yapmayan, milleti yüzyıllarca kendini bilmez halde bulunduran hep bu
cahilliktir. Hükümdarların, şunun bulun milleti kul gibi, köle gibi kullanmaları, bütün vatanı kendi özel
malikaneleri gibi değerlendirmeleri hep milletin bilgisizliğinden yararlanmakla oluyordu. Gerçek kurtuluşu
istiyorsak, her şeyden önce bütün gücümüz, bütün hızımızla bu bilgisizliği ortadan kaldırmak zorundayız.
Burada cahilliği yalnızca okuma-yazma anlamında değerlendirmiyoruz. Üç buçuk-dört yıl önce kendisini
köleliğe ve ölüme boyun eğmesi ile ilgili hükümdarının verdiği buyruklara, yayımladığı fetvalara, gönderdiği
ordulara baş kaldırmakla bu cahilliği yırttığını ve bu bilgisizlikten sıyrıldığını gösterdi. Gerektir ki millet bir daha
o cahilliğe düşmesin. Hepimize düşen görev, kafaları bir daha böyle bir cahilliğe düşmemek için hazırlamaktır.
Bunu yapmak için ne akılca, ne mantıkça, ne de dince hiçbir engel söz konusu değildir.

Bu konuda başarımızı kolaylaştıracak çarelerin en başında insanları aydınlatma, onlara yol gösterme geliyor.”

/ Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

Kaynak: Arı İnan, Düşünceleriyle Atatürk, Türk Tarih Kurumu Yayınları, XVI, dizi, sayı 43, s.522

30 Mart 2014 belediye seçimleriyle ilgili Yüksek Seçim Kurulu’nun gerek seçim hilesi denetimi gerekse SEÇSİS yazılımı kullanılması üzerine bir çok  makale yazıldı. Konunun “hile” üzerinden ele alınmasındaki en önemli nedenlerden biri, Gezi direnişiyle beraber, AKP hakkında bir çok hukuksuzluğun ortaya çıktığı  gibi seçim hileleri konusunda da ciddi iddialar ortaya çıktı. Türkiye’de ilk kez AKP’nin 2007’de oy oranını %34’ten %47 ye çıkardığı  senede, Türkiye Barolar Birliği’nin de detaylı anlattığı gibi SEÇSİS’in kullanılması ve operasyonun iktidar kontrolünde olan merkezden yürütülmesi, 30 Mart yerel seçimler sırasında 40 ilde aynı anda elektriklerin  kesilmesi ve Türkiye’deki seçim güvenliğinde öncelikli konu olan elektriğin sağlanamamasını “trafoya kedi girmesi” ile açıklayan AKP’li Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın (kendisi aynı zamanda Soma’daki madenlere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı  Faruk Çelik gibi noksansız olduğuna kanaat getiren raporlarda imza sahibi ve madenin açılışını yapan ve de yaşam odalarına red oyu veren AKP üyesi) trajikkomik  bir şekilde bir bahane üretmesiyle AKP’nin sandıklarda hile yaptığına dair haklı şüphelerin kamuoyunda oluşmasına neden oldu.

Seçimde  elektiriği kesilen iller

Bu şüphelerin dışında Stockholm Ekonomi Fakültesi öğretim üyesi Erik Meyersson, kendi blogunda istatistik biliminin yöntemlerini kullanarak, özellikle Ankara Büyükşehir Bld. başta olmak bir çok il ve ilçe üzerinden AKP’nin geçersiz oyların çok olduğu sandıklar üzerinden seçim hilesinin şüphesi doğuran iki ciddi makale yayınladı. ( Is Something Rotten In Ankara’s Mayoral Election? A Very Preliminary Statistical Analysis  / Trouble in Turkey’s Elections ) Geçersiz oylar eğitimsiz kitlenin çok olduğu  yerlerde olduğundan AKP’ye oy verenlerin aynı yerde olması hile olduğunu göstermez iddiası üzerine ise yeni bir açıklama daha geliyor. Konuyu takip eden Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden Prof. Dr. Cem Say bu süreci şöyle blogunda anlatıyor:

 “Meyersson Eren’in ileri sürdüğü tezi sınamak için bence çok akıllıca bir şey yapıyor. Kuşku yaratan “AKP üstünlüğü / geçersiz oy çokluğu” ilişkisini bu kez tüm Ankara’yı karışık olarak alarak değil, oy verme yerleri (mesela teker teker okullar) bazında inceliyor. Öyle ya, aynı okulda farklı sandıklarda oy veren insanlar arasındaki farkın Ankara’nın merkeziyle uzak bir köyünün seçmenleri arasındaki farktan daha az olması beklenir. İstatistik bilimi de böyle söylüyor. Varılan sonuç çarpıcı: Aynı okulda komşu sınıflardaki iki sandıktan hangisinde geçersiz oy oranı daha fazlaysa o sandıkta AKP üstünlüğü de ortalamada daha fazla çıkıyor! Bu merkezde de böyle, ücra yerlerde de. Ne ilginç değil mi? Sizde de geçersiz oy oranının seçmenlerden çok sandık görevlilerine bağlı olarak değiştiği, açıkçası kimi sandıklarda özellikle CHP oylarının geçersizleşiverdiği fikri uyanmıyor mu?  Meyersson sonra diyor ki: “Şayet CHP oylarını geçersizleştirerek hile yapacak kişiler varsa, seçimi gerçekten etkilemek için bu işi CHP’nin oy oranının daha çok olduğu yerlerde daha çok yapmak isteyeceklerdir.” Acaba veriler bu konuda ne diyor? Evet, tahmin ettiğiniz gibi. Ankara’nın CHP’ye daha çok oy veren ilçelerinde geçersiz oyların yukarıda anlattığımız manada CHP’ye zarar vermesi ilişkisi, CHP’ye az oy verenlerdekinden çok daha “şiddetli”. […]  Bu son bulgu kanımca burada ele alınan olguya “Eğitimli, zengin kişiler daha az geçersiz oy verirler, o yüzden onların az olduğu sandıklarda daha çok geçersiz oy çıkar” şeklinde “masum” bir açıklama getirme çabalarına son darbeyi vuruyor. Meyersson’un da vurguladığı gibi görülebilen tek açıklama şu: Nerede AKP’yle başka bir parti arasında çekişmeli bir yarış varsa orada o rakip partinin oyları geçersizleştirilmiş. AKP’nin gerçek oy oranının tartışmasız şekilde üstün olduğu illerde ise bu zahmete girilmemiş.

Seçim Hileleri Konusunda Twitter’da da bir çok vatandaş tarafından #secimhileleri hashtagiyle paylasilan ve https://twitter.com/secimhileleri1 adresinde paylaşılan usulsüzlükler, hanelerde orada yaşamayan kişi yerleştirme(son seçimde bizzat başıma gelmiş ve itiraz etmişimdir), aniden sokak isimlerini gereksizce değiştirme, fazladan basılan oy pusulaları, çöplerde bulunan oy pusulaları ve “evet” mührünün çalınması gibi ( http://hilelisecim2014.tumblr.com/ ve https://eksisozluk.com/30-mart-2014-yerel-secim-hileleri–4291385?day=2014-03-30 adresinde de yer verilen) bir çok vakanın olduğu ortamda varsayımsal olarak seçim hilesini yok farzederek, “Türkiye’de seçim ittifakları muhalefet partilerine ne kazandırırdı? ” sorusuna cevap aramak bu araştırmanın konusudur. YSK’nin açıkladığı sonuçların dışında kendi sitesinde veri analizi yapmaya mümkün olmayan veritabanı sistemi ve CHP’nin kendi seçim sisteminin nihai sonuç üzerinden güncellenmemesi nedeniyle 30 Mart seçimleri için CHA verileri kullanılarak/baz alınarak ve medya sitelerinden veri kontrol edilerek bazı sonuçlar ortaya çıkmıştır. Sonuçların açık veri olarak ele alınması ve kullanıcıların da kendi analizlerini yapabilmesi için http://rehabasogul.com/secimittifak/strateji.html adresinde veri ve harita görselleştirilmesi yapılmıştır. Sonuçlarım şöyledir: Continue reading »

Tem 282013
 

– Bu analiz, Dünya’daki tüm çıkar ve rant peşindeki siyasetlerden ötürü hakkaniyeti ve hatasını görüp de erdem gösterip istifa etmeyen  siyasetçiler ve sansür/otosansür uygulayan medya çalışanları nedeniyle yaşamını yitiren tüm insanlara, ağaçlara, hayvanlara, canı yananlara, evlat acısı dinmeyenlere, kardeş halklara, inanç özgürlüğüne, izinsiz gösteri hakkına, çoğulcu ve muhalefetteki parti sayısını bir gurur ve gelişme göstergesi sayan demokrasiye, özgür medyaya ve bilime ve de tertemiz fikri hür, vicdanı hür Gezi Ruhu’na adanmıştır.-

Somemto firmasının analiziyle 29 Mayıs- 4 Haziran 2013 tarihlerinde  atılan Tweetlerin ağırlıklarına göre kelime bulutu

Somemto firmasının analiziyle 29 Mayıs- 4 Haziran 2013 tarihlerinde atılan Tweetlerin ağırlıklarına göre kelime bulutu

“İlim ve özellikle sosyal bilimler dalındaki işlerde ben emir vermem.
Bu alanda isterim ki beni bilim adamları aydınlatsınlar.
Onun için siz kendi ilminize, irfanınıza güveniyorsanız,
bana söyleyiniz, sosyal ilimlerin güzel (yapıcı) yönlerini gösteriniz,
ben takip edeyim.”

/ Gazi Mustafa Kemal Atatürk

GİRİŞ
Gezi Parkı eylemlerinin miladı olarak anılan 27 Mayıs 2013 gecesi 22:00 sularında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iş makineleri ile Gezi Parkı’na girilip 5 ağacın yerinden sökülmesiyle kıvılcımlanan Gezi Parkı olayları, AKP kanadının “mesele Gezi Parkı değil, hala anlamadın mı?” ifadesiyle eylemleri karşılamasına neden oldu. Peki mesele gerçekten ne idi ve hala anlaşılmayan ne idi? İlerleyen günlere değinmeden önce, AKP’nin 11 yıllık iktidarının da etraflıca sorgulanmasına, eleştirilmesine ve eski defterlerin AKP kanadı dahil tekrar ortaya çıkarılmasıyla çözümlenmeye ve apaçık konuşulmaya ihtiyaç duyulan bir durum oluştu. İncelenmesi gereken ana sorular ise “’Mesele anlaşılmış mıydı, ‘Mesaj’ alınmış mıydı, alınabilir miydi? yoksa AKP mesajı görmezden gelmeyi ve oy kaybetmemek adına bu mesajın derinliği ve gerçekliği hakkında konuşmaktan kaçınma stratejisini mi tercih ediyordu?” üzerine yoğunlaştı.

7 Haziran 2013 günü Başbakan’ın konuşmasını aynı ifadelerle manşetlere taşıyan 7 Gazete’nin  Gezi’den yükselen demokratik talepleri ne kadar yansıttığı ve canlarını feda ettiği ise iktidar,sansür ve otosansür bağlamında ayrı bir inceleme konusu

7 Haziran 2013 günü Başbakan’ın konuşmasını aynı ifadelerle manşetlere taşıyan 7 gazetenin
Gezi’den yükselen demokratik talepleri ne kadar yansıttığı ve canlarını feda ettiği ise iktidar,sansür ve otosansür bağlamında ayrı bir inceleme konusu

 ANALİZ NEYİ İÇERİYOR?
1)  Tümdengelimle bakıldığında sondan başa AKP’nin irrasyonel düşünce sistematiğine yönelik fikirler.
2)  AKP iktidarının çoğunlukçu sisteminde, demokratik talepler ve hukuki haklar “%50” öne sürülerek engelleniyor ve inkar ediliyorsa, bir kişi ve azınlık olarak yola koyulan Hz. Muhammed’in verdiği mesajlar, AKP’nin %50 argümanı nedeniyle mesajın doğruluğunu geçersiz kılardı.
3)   Türkiye Gezi Parkı öncesine baktığımızda nitelik açısından nasıl bir toplum mesajı veriyordu?
a- Okumuyoruz, araştırmıyoruz…
b- Okuduğumuzu anlamada, dört işlemde ve analitik düşünmede toplum olarak sorunumuz var
c -Medyada Sansür,İfade Özgürlükleri Kısıtlandığından Toplum Sağlıklı Bilgi Alamıyor ve AKP döneminde daha da kötüye gidiyor
4)  Gezi Sürecinde Kimler Aktif Rol Oynadı ve Kimler Ne Mesaj Verdi?(Mesaj Veren-Mesaj İlişki Matrisi)
5)  Sosyal Medya’dan Gezi Parkı Mesajları Analizleri AKP Propagandalarının aksini gösteriyor
a- YNK Labs analizleri
b- Somento analizleri
c- Bumerang Blogger’larının Çevre Duyarlılığı
6)  Gezi öncesi ve sonrası en meşru demokratik talep olan muhalefet partilerinin mesajlarını AKP reddetti
7)  Gezi Parkı süresince bilimsel referanslara dayanmayan propagandayı tercih eden AKP, “orantısız zeka” karşısında entelektüel bir çöküş yaşadı
8)  Gezi Parkı’nın Bilançosu araştırmalarında AK Parti mal zararından ve Lira Kaybı’ndan, STK’lar ise cana gelen zarardan yana mesaj verdi
9)  Google arama trendlerine nasıl yansıdı?
10) Medya Ne kadar ve nasıl gördü?
11)  İnternet Medyasında Gezi Parkı etkisi nasıl oldu?
a- Sosyal Medya’da en çok Hürriyet yazarları Ahmet Hakan, Yılmaz Özdil, Ayşe Arman paylaşıldı.
b- En çok hangi sitelere girildi, sosyal medyada ne kadar trafik artışı yaşandı?
12)    Araştırma Şirketleri Doğru örneklemler tercihi ve kişi sayısıyla Gezi Parkı’nda yükselen mesajın AKP’ye iletilmesi için doğru soruları sordu mu?(Karşılaştırmalı Analiz)
13)  Sonuçlar
14)  Gezi Eylemlerinde Mesaj Verenlerin Listesi
15)  Kaynaklar

Continue reading »

Tem 032013
 

TBMM Muhalefetin Kabul Edilmeyen Önergelerinin Özeti

“Seçilen halktandır, seçen de halktan
Bir düzen ki kuvvet, alınır haktan
Ne baskıya teslim, ne kork tuzaktan
En güzel yönetim, demokrasidir

Özünde vardır hep, tercihe saygı
Seçilen – seçende, olamaz kaygı
Sandıklar hakemdir, denetçi yargı
En güzel denetim, demokrasidir

Bazen geniş gelir, bazen olur dar
Seçilen kalamaz, sonsuza kadar
Halka hesap verir, komplo kafadar
En güzel yönetim, demokrasidir

Millet iradesi, yansır meclise
Pabuç bırakılmaz, duman ve sise
Halk tavrını koyar, kötü gidişe
Çareyi üretim, demokrasidir

İnanç ve fikirler, güven altında
İstikrar hükümdar, vatan sathında
Millet vekaleti, meclis katında
Nesle emanetim, demokrasidir

Herkese tarifi, farklı olamaz
Hukuka saygısız, haklı olamaz
Koruyacak halktır, toplu olamaz
Yüce adaletim, demokrasidir

Yenik pehlivanlar, güreşe doymaz
Millet huzur ister, çatlak ses duymaz
Saraydaki hesap, sandığa uymaz
Geçerli kudretim, demokrasidir

Onu kutsal bir din, zannedenler var
Tekeline alıp, zaptedenler var
Kendince yontup da, hükmedenler var
En iyi gözetim, demokrasidir

Görüntü farklıysa, suçlu arayın
Hafıza yoklayın, fikir tarayın
Malkoç Ali diler, huzur bozmayın
Hukuki senedim, demokrasidir”

/ Ali Rıza Malkoç 02/07/2006 Bursa – Demokrasi şiirinden…

Türkiye’nin kuşkusuz tarihine damga vuracak olaylarından biri olan 2013-Gezi Parkı olayları, 2002 yılından beri 3 seçim üstüste kazanarak iktidarda olan Ak Parti’ye getirilen eleştiri dozunun da inanılmaz boyutta artmasına neden oldu. Gezi Parkı eylemleri, bir anlamda Eski Türkiye ve Yeni Türkiye olarak bir zihniyet ve gelecek ayrımının dile getirilmesine ve sosyolojik boyutta eylemlerine katılan ağırlıkla gençlerin, annelerin, sanatçıların, akademisyenlerin, eşcinsellerin, sendika ve taraftar gruplarının  temel isteği olan ifade, medya ve birey hak ve özgürlüklerine odaklanıldı. AK Parti iktidarının ise bu zorlu süreçte krizi oldukça kötü yönettiği bir çok iletişim ve siyaset uzmanı tarafından dile getirildi. Diğer yandan AK Parti hükümeti yetkililerinin de , Gezi eylemlerine katılanların da ortak noktası, Türkiye’nin AK Parti iktidarı süresince ilginç bir sorununa parmak basıyordu ve kuşkusuz bu iki tarafın hem fikir olması açısından da ilginçlik arzediyordu: Muhalefet Partilerinin etkin olamaması.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın söylemlerine baktığımızda, Gezi eylemlerinden, 1993 Sivas Olaylarına, Reyhanlı saldırısından Dersim olaylarına, Kürt Sorunundan 12 Eylül Rejimi sorunlarına kadar neredeyse her negatif durumun faili olarak onlarca yıl iktidar olamayan CHP adres gösteriliyordu. Muhalefetin etkin olmaması sorunu, insanların gezi eylemlerinde sesini duyurmak isteğine sebep oldu ve Türkiye’nin bir çok iline yansıyacak şekilde eylemler günler boyunca yapıldı ve bilançosu bakarsak; 4 kişi öldü 60’ı ağır olmak üzere 8 bin kişi yaralandı, 11 kişi gözünü kaybetti, 103 kişi kafa travması geçirdi  ki bu bilançonun sonuçlarından biri olarak aralarında Yaşar Kemal gibi edebiyatçıların, İdil Biret gibi sanatçıların bulunduğu bir ilan olan “Kaygılıyız” ilanıyla, Türkiye Yayıncılar Birliği, Barolar Birliği, Türk Tabipler Birliği gibi kurumlarca hükümetin göstermiş olduğu yaklaşıma dair ağır eleştiri barındıran tepkiler dile getirildi.

Gezi Yazı: Başkaldırının 140 Vuruşu from hahtv on Vimeo.

Bir yandan Çözüm Süreci olarak adlandırılan AK Parti’nin Kürt sorununa çözüm olarak PKK ile beraber süreci yönetme tercihiyle gündemdeki sıcaklığını koruyan PKK ve Kürt sorunu, diğer yandan medya şirketlerinde kendi yöneticilerinin dahi itiraf ettiği sansür ve otosansür, başka bir yandan hukuk, adalet  sorunları ve Gezi Parkı eylemlerinin başlangıç sembolü olan ağaçların kesilmesi ve çevre katliamları hep sandıkla mecliste temsiliyet verilen muhalefetin, AK Parti iktidarına karşı bir varlık gösterememesinin bir çıktısı ve çaresizliği olarak insanların sokağa çıkarak yine demokratik bir talep olarak “hükümetin istifasını istemesine” sebep olmuştu.

TBMM Resmi Twitter Hesabı

Continue reading »