Mar 272009
 

pictogram

Mantığın kendi içerisinde dilemmalara sahip olması nedeniyle oluşan çelişkilerle, göstergebilimin(semiyoloji) içerisinde de sorunlara gebe olmasıyla oluşan ve bunları çözümlemeyi amaç edinildiği ilişki türü olarak adlandırabiliriz.Göstergebilimin, sözdizim(sentaks) ve anlambilim(semantiks) gibi iki sistematiğin beraber bir araya getirdiği semboller lugatı olduğu için, bütün olarak bakıldığında mantıkla da ilişkisi olmadığı düşünülemez. Temel bakış açımız; sembollerin egemenliğine dayalı bir dil’in varlığı üzerine oluşturulan kuramsal yapılanmanın incelenmesidir. Bu da karşımıza, matematiği ve sembolik mantıği çıkartır.

Bunlardan birinci inceleme türü; dilin kuramsal çerçevesindeki iletişim biçimleri ve sembolleşmiş araçlar bütünüdür. Misal, mors alfabesi, kızılderililerin dumanla haberleşmeleri, trafik sinyalizasyonu ya da piktogramlar gibi.. Örneğin trafik ışığına bakıldığında kırmızı, yeşil, sarı ışık sürücüler için üç sembolden oluşan bir alfabedir. Buna da üst dil denmektedir. Tam da bu sırada modern mantık üst dil teorisiyle ilişkiye girer ki örneğin sözdizim sisteminde o dili konuşanlarca ve o dildeki gramer ve deyim yapısıyla biçimsel açıdan inceleme olanağı veren kurallar sistemi, diğer yandan anlambilimdeki dili ilgilendiren ve önermelerin ne olduğunu ortaya koyan yasalar diyebileceğimiz sistem.

Değişkenlerden oluşan semboller lugatı; işaretleme, onun bir cümle mi önerme mi olup olmadığını anlatan kuruluş yasaları ve önermenin doğruluğunu anlamamıza yarayan gerçekleme yasaları ile beraber, nesnelerin üzerinde algoritmik bir mantık düzeneği kurmamıza olanak sağlar, trafik ışıkları örneğinde olduğu gibi..

Haliyle bizim bir mantık üretmemiz için, üst dilde ve sembolik mantıktaki p,q,r sembolizmalarından hatırlayabileceğiniz ve bunlar üzerinden yapılan çelişkileri, totolojiyi, doğruluk değer analizini, önermenin geçerli olup olmadığını anlamak, anlamı olumlamak/olumlamamak , denkliğini/analojisini bulmak gibi oluşumlarla zihin tüketmemiz, iletişim kurmamız açısından şarttır ve istemli ya da istemsiz bunun için dil zihnin içerisinde savaşır.

Edebiyatta – özellikle şiir- , senaryo yazımı, görsel iletişim ve tasarım, animasyon, kurgu, storyboard çizimi gibi unsurlarda hep bu ilişki tarafımızdan ardıllarına da bakarak sorgulanır ve ortaya çıkar.

bir örnek beğenirsem – ki özdemir asaf pek mantıklı bir seçim olur- ;

desem ki herkes yerini alsın.

iki şey söylemiş olurum,

yani:

bazıları bulundukları yerden insin.

bazıları da bulunacakları yere çıksın.

iki yanlış düzelmiş olur.
aslında yapılan çıkarımları sembolik mantıkta totolojiye çevirme isteğidir.

diğer bir örnek yine Asaf”ın “Yalnızlık Durumları” adlı  şiirinden:
yalnız

hem bilgesi,

hem delisidir

kendi dünyasının.


ayrıca;

hem efendisi

hem kölesidir

kendisinin

burada ki ‘hem’ doğruluk değer analiziyle çözülebileceği gibi sunduğu açık önerme polinomları denktir de denir bu da “de morgan denkliği” olarak da ifade edilebilir. Bunun gibi bir çok çözümleme, niceleme mantığında, kümeler teorisinde, usavurma kalıplarında, sembolik mantık ve matematiksel gösterim biçimlerine uyarlanabilir.

If you enjoyed this post, please consider leaving a comment or subscribing to the RSS feed to have future articles delivered to your feed reader.

 Leave a Reply

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

(required)

(required)

Kapat