Şub 272008
 


Sokal Vakası, Amerikan Kültür Çalışmaları dergisi Social Text’te yayınlanan, aslında postmodernlerin birbirinin ne dediğinden hiç anlamadığını ve hatta anlamak istemediklerini ortaya koyan, bir postmodernizim eleştirisi getirmek için amaçlanmış bir skandal, deney, mizansen, parodi olarak tanımlanabilir.

Amerikalı fizikçi Alan Sokal tarafından, akademik çevrelerin postmodernizme bir kurtuluş ve bir çıkış noktası olarak neredeyse iman ettiği noktaya gelinmesi sonucu, bu kör imanı kanıtlamak için ‘social text’te literatürde çok rastlanan çalışmaların bir taklidi ama kendisinin ifadesiyle safsata olan sınırların aşımı kuantum yerçekiminin dönüşümsel bir betimlemesine doğru adlı makalesinii yollayıp, derginin bunu ciddiye alıp, üstelik postmodernizmi ve toplumsal kurulmuşluk tezini eleştiren düşüncelere karşı seçkin bilim adamlarının verdiği yanıtlara ayrılmış özel bir sayısında yayınlanması sonucu bilim camiasında fırtınalar koparmış bir olguyu sorgulattırmıştır. Bunu da Bertrand Russell’ın ağzından dile getiriyorlar:

“Genellikle insanların kontrolü dışındaki olgulara bağlı olarak belirlenen ‘gerçek’ kavramı, şimdiye dek felsefenin gereken alçakgönüllük öğesini barındırma yollarından birisi olmuştur. gururun karşıtı olan bu ölçüt ortadan kalktığı zaman bir tür deliliğe doğru bir adım daha atmış olur: Felsefeye fichte ile bulaşan , felsefeci olsun ya da olmasın modern insanın yatkın olduğu güç ve iktidar hastalığı, bunun zamanımızın en tehlikeli hastalığı olduğuna, istemeyerek de olsa buna katkıda bulunan bir felsefenin ciddi toplumsal bir felaket yaratacağına inanıyorum.”[russell, batı felsefesi tarihi, 1961a sf. 782]

Makalenin tamamı, bu ve bunun gibi postmodernizm eleştirisi barındıran incelemeler, Sokal ve Belçikalı fizikçi Jean Brichmont tarafından yazılan son moda saçmalar kitabında da bulunabileceği gibi bir kaç başlık ve biraz da yazarın safsata olduğuna dair görüşlerini alıntılamak, hakkında bilgi vermesi açısından gereklilik arzediyor diye düşünüyorum:

Önce makalenin gerçek metninden bir alıntı yaparsak:
“Yirmi yıldan beri eleştirel kuramcılar arasında modernist ve postmodernist kültürün nitelikleri konusunda yoğun bir tartışma sürüyor. Son yıllarda bu tartışmalar doğa bilimlerinin sorduğu özgün sorular üstünde yoğunlaştı. Son zamanlarda madsen ve madsen modernist ve postmodernist bilimin niteliği üstüne açık anlaşılır bir özet sundular. postmodern bilim için iki ölçüt önerdiler:

‘bilimin postmodern olarak nitelenebilmesi için basit bir ölçüt, herhangi bir nesnel gerçeklik kavramına dayanmıyor olmasıdır. bu ölçüte göre niels bohr ile kopenhag okulunun kuantum mekaniğindeki tamamlayıcılık yorumu postmodernist olarak görülebilir.’

bu açıdan kuantum yerçekimi postmodernist bilimin açıkça en iyi örneğidir. ikincisi,

‘postmodern bilim için temel olan diğer kavram ise cinsiyet kavramıdır. postmodern bilimsel kuramlar, kuramın tutarlılığı ve kullanılabilirliği için esas olan kuramsal öğelerle kurulurlar.'”

Makalenin başlıkları ve Sokal’ın neden vakanın safsata olduğuna dair bir kaç ifadesini alıntılarsak;

Sınırların aşımı: kuantum yerçekiminin dönüşümsel bir betimlemesine doğru
– giriş
“buradaki ‘post kuantum bilimindeki karşı söylemler’, kanallandırma, kristal tedavisi, morfogenetik alanlar ve bir çok başka new age hevesleri üstüne edebiyat yapmaktan başka bir şey değildir.”(sokal, son moda saçmalar, sf. 276)

– kuantum mekaniği: belirsizlik, tamamlayıcılık, süreksizlik ve birbirine bağlılık
“…porush ile ilgili 13. dipnot kaba ekonomizm üstüne bir şakadır. aslında yarı-iletkenler fiziğine dayanan çağdaş teknoloji, kuantum fiziğine kopmaz biçimde bağlıdır.”(sokal, son moda saçmalar, sf. 277)

– klasik genel göreceliğin hermenötiği
“bu bölümün asıl amacı sözü usulca makalenin ilk abuksabuk alıntısına, derida’nın görecelik üstüne dediklerine(einstein’ın sabiti sabit değildir..” sözüne) getirmektir. bu sözün ne anlama geldiğine dair hiçbir fikrimiz yok.- derrida’nın da bir fikri yok.- aam bu kötüye kullanım için bir toplantıda bir kereye mahsus ve sözlü olarak dile getirildiği için üstünde durmayacağız. derrida’nın alıntısından hemen sonra gelen ve giderek artan bir saçmalık sergileyen paragraf ise en sevdiklerimizden biridir. pi gibi matematiksel sabitler zamanla değişmezler, zamanın kendisiyle ilgili düşüncelerimiz değişse bile.”(sokal, son moda saçmalar, sf. 279)

– kuantum yerçekimi: sicim, dalga ya da morfogenetik alan mı?
“bu bölümdeki ilk büyük gaf, ” değişme özelliği olmayan(dolayısıyla doğrusal olmayan) sözü üstünedir. kuantum mekaniği, kesinlikle doğrusal olan ama değişme özelliği olmayan işlemciler kullanır. bu şaka makalenin gelecek bölümlerinde alıntıladığımız markley’in bir metninden esinlenmiştir.”(sokal, son moda saçmalar, sf .279)

– türevsel topoloji ve tektürelik
“bu bölümde makaledeki ikinci yetkin saçmalık ortaya çıkıyor: lacan’ın psikanalitik topolojisi. lacan’ın topolojisini film eleştirisine ya da aids’in psikanalizine uygulayan yazılar ne yazık ki gerçekten yazılmıştır. düğüm kuramının çağdaş fizikte- witten ve diğerlerinin gösterdiği gibi- enfes uygulamaları vardır ama bunların da lacan ile hiçbir ilgisi yoktur.”(sokal, son moda saçmalar, sf .280)

– katmanlı uzaylar kuramı: bütün(delik)ler ve sınırlar
“”73. dipnot bilerek abartılmıştır ama siyasi ve ekonomik iktidar kavgalarının bilimin birilerinin çıkarına teknolojiye dönüşmesini derinden etkilediği düşüncesi bizim de ilgimizi çekmiştir…. hardy, matematiğin hiçbir uygulaması olmayan bir alanında çalışmakla övünür. (bu göndermede bir ironi var. hardy, 1941’de kendince, bilimin hiçbir zaman askeri uygulaması olamayacak iki dalından söz ediyor: sayılar kuramı ile einstein göreceliği. falcılık gerçekten zor bir iş.”( (sokal, son moda saçmalar, sf .281)

– sınırların aşımı ve özgürlükçü bir bilime doğru
“bu bölüm, bilimle ilgili büyük akıl karışıklıkları ile siyaset ve felsefeyle ilgili tümüyle özensiz düşünce biçimlerini içeriyor.” ((sokal, son moda saçmalar, sf .281)
” schwartz’ın kitabının (104. dipnot) başlığında geçen “radon” sözcüğü bir matematikçinin adıdır. bu kitap saf matematik üstünedir ve nükleer enerjiyle ilgili hiçbir ilişkisi yoktur.”(sokal, son moda saçmalar, sf .282)

Alan sokal, makalesindeki tüm göndermelerin, alıntıların asıllarına sadık olduğunu belirterek, metnin içine gizlenmiş bir çok şakayı da okurun keyfine bırakıyor.

Bu makalenin tamamına ingilizce olarak,
bu adrese,

Türkçe olarak;
Son Moda Saçmalar kitabına(kitap incelemem için tıklayınız.),

Alan Sokal’ın diğer çalışmalarına ve sokal vakası ile ilgili kritikler için ise;
bu adrese başvurulunabilir.

If you enjoyed this post, please consider leaving a comment or subscribing to the RSS feed to have future articles delivered to your feed reader.

 Leave a Reply

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

(required)

(required)

Kapat