Ağu 282008
 

 
bushido öğretisi

Samurayların temel etiği olan efendiye saygının orjini olan savaş kodu olarak adlandırılır Bushido :  

“”samuray olan kişi herşeyden önce bilmelidir ve gündüz ve gece asla aklından çıkartmamalıdır ki, o ölmek zorundadır.”/daidoji yuzan 16.yy 

9. yüzyılda Samuray’ kavramının ortaya çıkması merkezi idarenin yerel toprak sahipleri üzerindeki kontrolünü kaybetmesi ile başlar. Yerel idareler kendi askeri güçlerini kurmuşlardı ve bu gücün başına “bushi” ya da “samurai” olarak adlandırılan savaşçıları getirmişlerdi. savaşçılar onurlu bir şekilde barışın bekçileri oldular. Üstün ahlak yapıları onlara duyulan saygının en önemli nedenidir. Samuraylar hayatları boyunca “bushido” kısaca savaşçının kodu olarak bilinen etikler topluluğuna göre yaşamıştır. Aşağıda 17.yüzyılda eski bir samuray olan bir zen rahibinin bu etikleri belirten bir yazıtı var: 

samuray’ın yolu ölümde bulunur. sıra geldiğinde ölümün hızlı seçeneği vardır. yaşam ve ölüm arasındaki çizgide amaçlarına ulaşmış olmak önemli değildir.hepimiz yaşamak isteriz.ve hayatımızın büyük bir bölümünde mantığımız çerçevesinde, isteklerimizi yaparız. ancak amacımıza ulaşamadan yaşamaya devam etmek korkaktır.bu tehlikeli ince bir çizgidir.amacına ulaşmadan ölmek bir köpek gibi ölmektir, fanatikçe ancak bunda utanç yoktur.

Samurayın yolu”nun içeriği budur. Her sabah ve akşam kalbini doğru ayarlarsan vücudun iflas edene kadar yaşayabilirsin.özgürlük böyle kazanılır.  İşçi olmak başkasının efendisine uşaklık etmekten farklı değildir. Bu iyi ve kötü arasındaki seçimi efendiye bırakmak ve kişisel ilgilerden vazgeçmek demektir. Eğer böyle iki üç adam varsa bahşiş güvendedir. Efendi ve uşak arasında sadakatin önemli olduğu söylenir. Elde edilmez olsa da bu gözler önündedir. Eğer kendini buna ayarlarsan harika bir hizmetkar olursun. Ölümü hakkında bir fikre sahip olmayan kişi kötü bir şekilde öleceğini garantilemiştir. Ölümünü belirlemiş olan kişi ise asla değersiz olamaz.kişi bu endişe üzerinde çalışmalıdır. 

Eğer biri samuray olmakla ilgili bir şey söyleyecekse, temeli ruhunu ve vücudunu efendisine nasıl adadığı ile ilgili olmalıdır. Bunun ötesinde ne olduğunu soran kişiye verilecek cevap ise “kendini zeka, insanlık ve cesaret ile bilemek” olmalıdır. Sıradan bir insan için bu üç değeri bir araya getirmek mümkün gözükmeyebilir ancak kolaydır. Zeka, olayları başkalarıyla tartışabilmekten fazla birşey değildir. Sonsuz hikmet böyle kazanılır. İnsanlık, başkaları için yaptığımız şeylerdir. Kendimizi başkaları ile kıyaslamak ve onları öne çıkartmaktır. Cesaret birinin dişini kırmaktır. Sadece bunu yapmak ve zorlamaktır, çevredekileri önemsememektir. Bunların üzerinde olan şeylerin bilinmesi gerekmez. Kişisel görünüş, konuşma tarzı ve kaligrafi önemlidir. Ve bunlar günlük işlerdir, çalışarak ilerletilir. Temelde güçlü olmak önemlidir. Bu özellikleri kazanmış bir kişi bizim uzmanlık alanımızın tarihini ve değerlerini anlayabilir. Daha sonra kendini geliştirmek için birçok sanatı inceleyebilir. Eğer baştan düşünürseniz hizmetkar olmak basittir. Ve bu günlerde işe yarayan insanları göz önüne alırsanız onların bu üç özelliğe sahip olduklarını görürsünüz.” 

Samuray ölmek için yaşadı. üstün ahlakları onları günümüze kadar taşıyan en büyük özellikleri. Asla gerekmedikçe öldürmediler. Ve öldürdüklerinde asla acıyı uzatmadılar. 

Japonların çok takdir edilen bir anlayışları vardır. Çirkin karşıladıkları bir olayın uzamasını, sürüncemeye girmesini sevmezler. Bu yüzdendir ki düelloları uzatmazlar ve çabuk olan çözümü seçerler. alıştığımız şekilde, kılıçları birbirine çarparak gürültü yapmazlar. Düelloları göz göze geldikleri anda başlar ve kılıçlar öldürmek için indiğinde savaşçılardan biri ölür. Beraberlik yoktur!