Ağu 062007
 

Düş mü Gerçek mi?
Fırıldağı olan 10 yaşında bir çocuktu
Her sabah çıkar dağlara, rüzgarı ağırlardı.
Rüzgar ise döverdi fırıldağı
Çocuk sevinirdi.

Kadın, dertliydi çocuk okumalıydı
Baba hastaydı, zaman acımasızdı.
Günler acele ediyordu
Acılar ise beklemiyordu günü.

Fırıldak, çocuk için cennetti.
Doğa bunun farkındaydı.
Onu üzemiyor, tatlı esintisini bağışlıyordu.
Zaman çocuk için durmuştu.

Kadın yanıldı, çocuk okumıyacaktı.
Baba, kabrin soğukluğunu bahrına basmıştı.
Horoz ötmemişti sabah onun için belliydi.
Belki sıla başlamıştı.

Islak kabuslar yanılmadı.
Çocuk fırıldaktan vazgeçti;
Tarlalar terledi.
Arpanın derdine düştü kadın.

Son yaklaşıyordu
Yağmurun soğuk elleri toprağı avuçladı.
Toprak nehirle tanıştı.
Arpa kadına veda etti.

Çocuk, isyancıydı.
İçi yaslıydı.
Kadına koştu.
Kadın arpadan vazgeçti.

Mutluluk buydu ikisi için
Kaybedilen çoktu ama
Elindekiler kimsede yoktu.
Onlara artık sonsuz sevgi yaverdi.

Reha Başoğul