Tem 052018
 

Amerika’ya ilk yerlemiş olan kurucu grup, yeni bir genetik araştırmaya göre Sibirya’dan göç etmiş ve yaklaşık 250 kişiden oluşuyordu.

Araştırmanın yazarlarından, Brezilya’daki Rio Grande do Sul Federal Üniversitesi’nden Prof. Nelson Fagundes, “Kurucu grup” olan bu nüfusun, Sibirya’dan Amerika’ya yaklaşık 15 bin yıl önce göç eden insanlar olduğunu belirtiyor. Fagundes, kurucu grubun kaç kişilik bir popülasyondan oluştuğunu anlamanın anahtar olduğunu söylüyor, çünkü bu büyüklük, soy geçişindeki genetik miktarı belirlemekle beraber, doğal seleksiyonun kötü genlerden ne kadar verimli şekilde arındırıldığını anlamamıza olanak sağlıyor. Continue reading »

Eyl 182012
 

Womb - Rahim - Poster - Afiş - Sinema - Eleştiri - Analiz

” Aşkın gerçekliği yoktur.
Zamanı vardır.
Her aşk kendi zamanı içinde gerçektir.
Yaşamda hiçbir şeyin olmadığı kadar gerçek.
Su balığın hem varoluşu hem zamanıdır.
Suyun zamanı gibi aşkın da zamanı vardır.
Kendi zamanı.
Sudan çıktıktan sonraki zamanda, sudaki zamanı bilemezsiniz.
Nerden bileceksiniz?”

/ Murathan Mungan 

1978 yılında dünyanın ilk tüp bebeği olarak dünyaya gelen Louise Brown, 2008 yılında anne olmuş ve eşi tarafından annelik yetisi konusunda övgü almıştı. Bu süreçte ise erkeğin spermiyle. kadının yumurtasını rahimde değil de dış ortamda döllenip, sonra tekrar annenin rahmine yerleştiren tüp bebek yöntemi büyük tartışmalara sahne olmuştu. 1952’den başlayan klonlama tarihi boyunca kurbağa, maymun, koyun ve keçi gibi bir çok hayvan klonlanmış ve gerek sosyal hayatın kendisinde, gerek tıp literatüründe biyoetik kavramının insanlık tarafından daha da üzerinde düşünülmesine sebep olacak, insan haklarını tekrar yazdırmaya gidecek bir süreç de başlamış oldu. Bugüne baktığımızda ise Louise Brown’un açtığı tüp bebek yöntemiyle bir çok çift bebek sahibi oluyor ve toplum içerisinde o zamana göre kıyaslandığında bu bebek, çocuklukları dahilinde “normal” olarak karşılanıyor, tüp bebek hastaneleri yapılıyor, tüp bebek için devlet teşvikleri veriliyor. Kısacası tüp bebek yöntemi toplum tarafından kanıksanan ve hatta özendirilecek bir konum kazandı.

Tüp Bebek, Klonlama, Kök Hücre tedavisi gibi biyoteknolojide yaşanan bu gelişmeler ile ilgili bir çok film yapılsa da, işin “birey” olgusuna yönelik iki film bu alanda dikkat çekti: Michael Bey’in yönettiği 2005 yapımı The Island(Ada) ve Mark Romanek’in yönettiği 2010 yapımı Never Let Me Go(Beni Asla Bırakma) “doğal olmayan” yollardan klonlama yapılarak, toplumda “doğal olan” yollardan dünyaya gelen insanlara bir nevi yedek organ işlevi gören klon insan algısının klon insanlara yaşattığı dramı, toplumdaki statüsü sinemaya derin diyaloglarla yansıtarak bizlere sorgulatmıştı.

Macar yönetmen Benedek Fliegauf ise,yazıp yönettiği Womb(Rahim) filmi ile halen tartışılan hatta “ilk insan klon bebeği doğurduk” iddialarının ciddiyetle yaşandığı çağımızda olayın bambaşka ama bir o kadar da özlük boyutuna iniyor ki “klonlama” tartışmalarında, biyoetiğin sosyal boyutunda klonlama ilgili gelen eleştirilerin tam da anlatmak istediği,  bir anlamda uç ama bir o kadar da olağan bir aşk hikayesine odaklanıyor ve izleyicisine soruyor “Bir adamı onu tekrar doğuracak kadar sevebilir misiniz?”

ARTIK AŞK İÇİN AŞKI DOĞURMALI AŞK O ZAMAN MI AŞK?

“Ancak ölümsüzlüğe çare bulunduğunda, aşkın ölümlü olduğunu kabullenecektir insanlar.”

/ Murathan Mungan Continue reading »

Haz 142008
 

Şaşırtan Varsayım

Kanımca konusunda yazılmış en doyurucu kitaplardan biridir. Vakti zamanında Dna’nın moleküler yapısını keşfiyle nobeli de alan Ordinaryüs Profesör Francis Crick’in beyin davranışlarımızın, düşünce katarlarımızın dışında en can alıcı bölümlerden biri olan görmenin nasıl yaşandığına dair bir çok resimler, deneyler, beyin ve göz biyolojisi, gözün bilinçle olan ilişkisi gibi detaylandırması zor, yorucu olmayan ama yavaş yavaş hazmedilecek bilgilerin bulunduğu bir kitap. Özgür irade sorununu ise biraz yavan kalmış bir şekilde açıklasa da tam anlamıyla bilimsel bir kuramı ortaya koyacak kadar nitelikli,dizini,indeksi, kaynakçası gibi şeyleri tam, tatmin edici kitap…

Mar 032007
 
Harvard Üniversitesi Moleküler ve Hücresel Biyoloji Departmanı için, bilimsel animasyonlar üreten bir firma olan XVIVO tarafından yaratılan ve “Inner life of the cell” adı verilen, hücrenin içindeki nefes kesen anime yolculuğa tanık olmak için hemen aşağıya bakmanız kafi. Yok, açıklamalı versiyonu varsa onu izleyeceğim diyenlerdenseniz, burayı tıklayın.